Bu gün bizim günümüz. Günümüz bir gün değil bir ömür boyunca 365’lerce kutlu, mutlu ve umutlu olsun.
Biz anneler tabiat gibi engin, tabiat gibi sonsuz nimetleri olan varlıklarız. Verecek ne çok şeyimiz vardır biz anaların. Artık yetişkin olmuş, otuz kırk yaşlarına gelen evlatlarımıza bile vereceklerimiz vardır. Ne çok işlerine yarar verdiklerimiz. Ne de çok ihtiyaç duyarlar verdiklerimize. Biz analara Yüce Mevlam’ın bağışıdır vermek. Verdikçe güzelleşiriz, verdikçe zenginleşiriz.
Yavrularımızın dertlerine deva, yaralarına merhemiz her daim. Sevgimiz sonsuzdur. Hiçbir koşul aramadan sunarız sevgimizi sınırsızca. Yavrularımız, bu okyanuslar kadar engin sevgi denizinden yudum yudum içerler. Ruhlarını bu sevgi ile besledikleri oranda; iyi, sağlıklı, öz güvenli ve diğer insanlara sevgi- saygı duyan bireyler olurlar. Sevgi aldıkları oranda sevmeyi öğrenirler.
Her şeyden yakınız evlatlarımıza, bu yakınlığımız ana karnındayken başlayarak, tükenmeyen sevgi ve gerçek dost olarak ömür boyu sürüp gider. Evlatlar farkında olmazlarsa bile... Sihirli bir el gibi yanlarındayız, iyi günde ve kötü günde. Küçükken bedeni gereksinimlerini, bakımlarını, her türlü istek ve ihtiyaçlarını usanmadan büyük bir sabırla sağlayarak ve tüm kaprislerine, şımarıklıklarına katlanarak adeta ömrümüzü bağışlarız yavrularımıza.
Her şeyin sahte ve yüzeysel olduğu çağımızda sahtesiz, gerçek ve hiçbir karşılık beklemeden duyulan sevgi ne yüce bir değerdir, ne ulaşılmaz bir gökseldir. Elbette böylesine yürekten, böylesine katıksız seven insanın sevdiği varlığa bir zarar geldiği zaman duyduğu acı da o denli derin ve yalansızdır. Allah hiçbir anayı evlat acısıyla terbiye etmesin. Evlatlarımızın tırnağı taşa değmeye görsün. Analık içgüdüsüyle uyanırız en derin uykulardan. Fırlarız bir panter gücüyle yavrumuza gelecek kötülüklerin üstüne.
Analarımız, iyi günde sevincimizin ortağı kötü günümüzde arkamızda duyacağımız, yardım ve destek alacağımız, sevgi ve saygı göstereceğimiz gerçek dostumuz, yarimiz, ağlayanımız, gülenimizdir…. Onun dışında pek az insanın bize duyduğu sevgi gerçek sevgidir… Döktüğü gözyaşı gerçek gözyaşıdır. Her şeyin sahte ve taklit olduğu günümüzde ANNE, ANNELİK gerçekliği, katıksızlığı ile çok farklı bir yere sahiptir gönlümüzde…
Allah-ü Taâla biz anneleri özel yaratmıştır. Eğer özel yaratılmasaydık; tüm yaşamın ağırlığını taşıyabilecek kuvvette olmamıza rağmen başkalarına teselli verecek kadar yumuşak omuzlara sahip olabilir miydik? Doğumun sancısına olduğu kadar, doğduktan hemen sonra yavrularımızı şefkatle kucaklayacak, doğurduğumuz evlatlarımızın nankörlüğüne dayanabilecek kadar iç kuvvetimiz olabilir miydi sizce?
Hiç bir süs, bir kadını, annelik kadar güzelleştiremez. Hepimizin yüzünde, gözlerinde o güzelliği görebiliyorum. Allah bizleri bir ömür boyu evlatlarımızdan, evlatlarımızı da bizden ayırmasın. Güzelliğimiz daim olsun. Analık kutsalına erişmemize yürekten şükrederek, evlatlarımıza bu gün bir kez daha yürekten sarılarak “YAVRUM” derken öpelim mi?
Analık duygusunu tatmış ve tadacak olan tüm annelerin ANNELER GÜNÜ’NÜ kutlar, analık mertebesine erişmiş fakat yavrusunun bir kez “ANNE” deyişinin mutluluğuna ermeden, çocuğum benden sonra ne olacak düşüncesiyle gözü açık olarak Hakkın Rahmetine kavuşan benim annem ve diğer annelerin ruhu şad olsun…
o anadır
o anadır
ağzından bal akar
tatlıya döktüğü şıra gibi
...
saçları süpürge olur
ateş üzerindeki tel kadayıf gibi
düşleri yüreğindedir
yaylalarda açan ebruli çiçekler gibi
sevgi veren yüreği yufkadır
içinde tereyağı eriyen sac ekmeği gibi
ağır yük altında beli bükülür
ateşte dövülerek bükülen demir gibi
kanadı mı bir yeri
hisseder ana yüreği
terkisinde diğer balası
dağlara sürer rahvan atı
anında yetişir Hızır gibi
ömrünce döner durur
yünü ipe çeviren elindeki
teşî gibi
o anadır işte
arkanda vakur bir dağ gibi...
Şiirimi Sûr, Slopi, Cizre ve Nusaybin’de hunharca katledilen analara ithaf ediyorum.
Şen ve esen kalınız
Birsen İNAL