TİGRİS HABER - Fırat Nehrinin doğal bir sınır hattı olduğu Kuzey Suriye Yönetimi ile Suriye Rejimi arasında nehir üzerindeki Deyrizor kentinde bir kaç tartışmalı köy tüm Suriye'yi kapsayabilecek bir savaşın askeri yığınağına şahit oluyor.
Suriye ile yaşanacak bir askeri çatışmada İran ve Rusya'nın kayıtsız kalamayacağından yola çıkarak Kuzey Suriye Yönetiminin bölgede Esat Rejimi ile bir savaş istediğini varsaymak çok zor. Bu durum yığınakları bu hale getiren sebebin ne olduğuna dair projeksiyonları büyütüyor.
İsveç'te Kur'an'ı Kerim yakma provokasyonundan sonra Kuzey Suriye Bölgesinin en güney sınırlarında yer alan kimi Arap aşiretlerine üye insanların katılımıyla DAIŞ bayrakları ve otomatik silahlar eşliğinde protestolar gerçekleştirildi. Bölgede son dört yıldır ilk kez DAIŞ bayrağının görüntü verdiği bir durum yaşanırken, Suriye Demokratik Güçleri ve Koalisyon Güçleri bölgeyi abluka altına aldı. Bölgede bir operasyon yapılacağı haberleri yayılırken, Fırat'ın kuzeyinde bulunan ve Suriye Rejimi kontrolünde bulunan birkaç köyün de bundan etkileneceği belirtildi. İki tarafın da bölgeye yığınak yapmasının ardından sürecin başka bir noktaya evirildiği gözleniyor.
ABD liderliğindeki Koalisyon güçleri Haseke eyaletinin güneyinden geçen Fırat Nehri çevresinde yer alan üslere havadan ve karadan takviyeler gönderirken, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Suriye Rejimi ve İran milislerinin de bölgeye milis ve lojistik yığdığını yayınladı. SOHR'a göre Suriye Savunma Bakanı 11 Temmuz günü bölgede denetlemelerde bulundu. Arap basını ise Rusya'nın Suriye Rejimi ile Kuzey Suriye Yönetimi arasında arabuluculuk yaptığını ve tarafların Deyrizor kentinde Savunma Bakanının katılımıyla bir görüşme gerçekleştirdiğini aktardı. Öte yandan Suriye Demokratik Güçleri bölgeye yaptıkları yığınağın Esat Rejiminin elindeki köylere bir saldırı amacıyla değil, DAIŞ'e yönelik bir operasyonun hazırlığı niteliğinde olduğunu açıkladı. SOHR ise web sitesinden yayınladığı bir haberde İran Milisleri ile Lübnan Hizbullahının Deyrizor konulu bir toplantı gerçekleştirdiğini yazarak kaygıları üst boyuta taşıdı. Bu durum İran, Suriye ve Rusya'nın Kuzey Suriye Yönetimi elindeki bölgelere bir saldırıya ön hazırlık yaptığına dair kuşkuları gündeme getirdi. Gelişmelerin ardından ABD İHA'ları Deyrizor ile Irak sınır bölgesini aralıksız gözetlemeye ve İran milislerinin hareketlerini takip etmeye başladı.
Bölgeden haber geçen yerel Arap kaynakları Rus birliklerinin Fırat Nehri üzerinde askeri köprü inşa ettiği haberini geçerken, 11 ve 12 Temmuz günleri nehrin her iki yakasında bulunan güçler arasında makineli tüfeklerle çatışma meydana geldi, havan ve roketlerin kullanıldığı kısa süreli çatışma tarafların müdahalesiyle sonlandırıldı.
Tansiyonu yükselten bir diğer gelişme ise, Dürzi halkının yoğun yaşadığı Dera ve Suveyda kentlerindeki muhalif grupların yayınladıkları bildiriler oldu. Muhalifler Ürdün sınırında bulunan Al Tanf kamplarındaki Özgür Suriye Ordusu'nun eğitimlerini tamamladığını ve yakında harekete geçeceği propagandasını yapmaya başladı.
Suriye'de gerginlik Rus savaş jetlerinin ABD üsleri, İHA ve savaş uçaklarını taciz ettiğine dair haberlerden sonra yükselmeye başlamıştı. Pentagon konu ile ilgili geçtiğimiz ay açıklamalarda bulunurken bu hafta bir Rus jetinin Ürdün sınırındaki Al Tanf bölgesine hizmet veren bir su pompasını bombaladığına dair görüntüler yayınlandı. Al Tanf bölgesinde adını yeniden Özgür Suriye Ordusu olarak değiştiren ve Koalisyon tarafından desteklenen muhalifler bulunuyor.
Kuzey Suriye Bölgesinde yayın yapan Televizyon kanalları bölgedeki gerginliği gündeme taşımazken olası bir çatışmanın İran ve Rusya'nın uzak duramayacağı, ABD ve İsrail'in de dâhil olmak zorunda kalacağı ve tüm tarafların yığınağının da bu yönlü olduğu yönünde izlenimler bırakıyor.
Yığınakların olduğu bölge Mardin ve Kamışlı sınır hattına 190 kilometre uzak olsa da konu bölgeye Astana üzerinden şekil vermeye çalışan Rusya, İran ve Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. (Haber Merkezi-Ajanslar)