Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültürel Miras ve Turizm Daire Başkanı Nevin Soyukaya, her çatışma sonrası sokağa çıkma yasağı kalkar kalkmaz, alandaki tahribatı tespit edip, teknik ve bilimsel raporlar düzenleyip, UNESCO Türkiye Komisyonu'na ile bakanlığa gönderdiklerini belirterek, "İnsanlar ölüyor yetmiyor, insanlar katlediliyor yetmiyor, tarih de katlediliyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Son derece üzgün ve sıkıntılıyız" dedi.
"BÖLGENİN KORUNMASI İÇİN UNESCO'YA TAAHHÜTLERDE BULUNDUK"
Diyarbakır'ın merkez Sur İlçesi'nde kazılan hendekleri kapatılması, barikatların kaldırılması ve PKK'lıların etkisiz hale getirilmesi için düzenlenen operasyonlar nedeniyle uygulanan sokağa çıkma yasağı bugün 7'nci gününe girdi. Tarihi ilçede yaşanan çatışmalar nedeniyle tarihi eserler zarar görürken, dün de yangın çıkan tarihi Kurşunlu Camii'nde büyük hasar meydana geldi. Çatışmalar nedeniyle tarihi yapıların korunması gündeme gelirken, Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri'nin UNESCO tarafından Uluslararası Kültürel Miras Listesi'ne alınmasında büyük çaba sarf eden Alan Başkanı ve Büyükşehir Belediyesi Kültürel Miras ve Turizm Dairesi Başkanı Nevin Soyukaya, yaşananlar karşısında üzgün olduklarını ve yaşananları kabul edemediklerini söyledi. Soyukaya, uzun bir süredir, Surlar, Suriçi, İçkale ve onu çevreleyen Dicle Vadisi ile Hevsel Bahçeleri'nin koruma altına alınması için çok çaba harcadıklarını ve bunu başardıklarını belirterek, şöyle dedi:
"Yerelde belediye öncülüğünde, alan yönetim başkanlığında, tüm sivil toplum kuruluşları, kurum ve kuruluşlar, Kültür ve Turizm Bakanlığı ki, Kültür Bakanlığı uluslararası UNESCO nezdinde devlet adına sorumlu bir kuruluştur. Bu işi başardık. Diyarbakır Kalesi dünya mirası oldu. Suriçi tampon bölge olarak belirlendi. Hem tampon bölge hem de dünya mirası alanımız, yönetimi planı kapsamında alan yönetimi sınırlarında olduğu için, belli bir koruma planı yapıldı. Bütün bir alanın tampon bölgeyle birlikte korunmasına dair, sunduğumuz yönetim planıyla birlikte UNESCO'ya bir taahhütte bulunduk. Dünya mirası ve tampon bölgeyi koruma taahhütünde bulunduğumuzu belirttik. Bunu, bizlerin adına Kültür ve Turizm Bakanlığı taahhüt etti. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti devleti böyle bir taahhütte bulundu. Çok yakın bir zamanda dünya mirası olarak tescillendik" dedi.
"KÜLTÜREL MİRASIMIZ CİDDİ RİSK ALTINDA, BUNU KABUL ETMİYORUZ"
Büyükşehir Belediyesi Kültürel Miras ve Turizm Daire Başkanı Nevin Soyukaya, tarihi Sur İlçesi'nin 1988 yılında kentsel SİT olarak tescil edildiğini, Suriçinde 124 anıtsal yapı ve 410 adet sivil mimari tescil yapı olduğunu söyledi. Soyukara, "Son 1,5 aydır bütün bu alanlar çok ciddi anlamda risk altında. Her bir abluka sonrası, alanlarda yaşayanlarda çatışmanın ve tahribatın dozu artırılarak bugüne geldik. Son iki gündür de artık çok ciddi tahribatların olduğunu basında görüyoruz ki, bu basın sadece Anadolu Ajansı alana giriyor. Ajansın servis ettiği fotoğraflarla tahribatları görüyoruz. Yangınlar çok ciddi bir boyutta. Pazar günü Paşa Hamamı'nda yangın çıktı. Dün itibariyle de Kurşunlu Camii'nde yangın çıktı. Daha önceki ablukalarda Kurşunlu Camii, kurşunlanarak çok ciddi tahribata uğradı. Alanda her geçen gün dozu artarak süre gelen bir tahribat söz konusu ve kültürel mirasımız çok ciddi risk altında. Bu kabul edilemez bir şey. Bunu kabul etmiyoruz, edemiyoruz. İnsanlar ölüyor yetmiyor, insanlar katlediliyor yetmiyor, tarih de katlediliyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Son derece üzgün ve sıkıntılıyız" diye konuştu.
"KORUNMASINDA SORUMLUYUZ"
Daire Başkanı Soyukaya, kültürel mirasın korunmasında yasal olarak sorumlu olduklarını, çatışmaların durmasıyla ilgili bir girişimde bulunamadıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
"Öncelikle çatışmaların durması gerekiyor ki, insan ve miras katliamı dursun. Ama bizler, teknik bir birim olarak, her çatışma sonrası sokağa çıkma yasağı kalkar kalkmaz, alandaki tahribatı tespit edip, teknik ve bilimsel raporlar düzenleyip, UNESCO Türkiye Komisyonu'na ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'na gönderiyoruz. Dün itibariyle alana girmemekle birlikte, basında yer alan yangın fotoğraflarını belge kabul edip, onlara dayanarak yeniden bir talepte bulunduk. Alanın korunması zorunluluğu konusunda ilgili kurumların gerekli işlemleri yapması gerektiği konusunda talepte bulunduk. Dört Ayaklı Minare'nin kurşunlanması sürecinde de aynı talepte bulunduk. Tüm bu talepleri yaparken de alan başkanlığıyla ortaklaşa, bu girişimleri korumaya dönük çalışmaları acilen yapmamız gerektiğini talep ediyoruz. Dün de yaşananlarla ilgili UNESCO'nun teknik birimi ICOMOS ile Kültür ve Turizm Bakanlığı'na gönderdik. Ama Kültür Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilgili yasaları gereği, kültürel mirasın korunmasında birinci derecede sorumlu kurumdur. Yazdığımız raporlara yanıt alamadık. Ama aldığımız duyum, bizim raporlarımızı yerel birimlerine tekrar iletmişler. Mutlaka yapılması gereken şeyler ve alınması gereken önlemler var. En basiti Dört Ayaklı Minare ilk kurşunladığında gereken yapılmış olsaydı, Kültür ve Turizm Bakanlığı alana girmiş olsaydı gerekenler yapılmış olsaydı, ikinci tahribat belki olmayacaktı değerli Tahir Elçi'yi kaybetmiş olmayacaktık "dedi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültürel Miras ve Turizm Daire Başkanı Nevin Soyukaya, tarihi Sur İlçesi'ndeki tahribatın çok büyük olması durumunda uluslararası yasaların devreye gireceğini hatırlatarak, "Eğer üstün evren değeri, üstünlüğü, otantikliği bozulduğu taktirde risk altında miraslar listesine girer. Yani dünya mirası olmaktan çıkar" dedi.