TİGRİS HABER - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı ATV - A Haber - A News - A Para ortak canlı yayınında CHP'li vekilleri hedef aldı. Erdoğan "Süratle dokunulmazlıklarının kaldırılması gerekir" dedi.
Konuşmasında yine "aile" vurgusu yapan Erdoğan, LGTBİ+ karşıtı yürüyüşlerin yaygınlaşacağı mesajını verdi. Ayrıca tutuklanan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'yı destekleyen isimlere tepki göstererek, "Süratle dokunulmazlıklarının kaldırılması gerekir. Atatürk sağ olsaydı, bunları kapının önüne koyardı dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:
"Elektrikli aracı teşvik etmek, halkımıza sevdirmek bizim için maharettir. Temmuz ayıyla birlikte zaten ÖTV indirimi yapılmıştı elektrikli araçlarla ilgili. İnanıyorum ki, benim halkım, vatandaşım zaten burada 7 ayrı üretim olacak. Bu üretimlerin içerisinde vatandaşımızın önüne seçenekler sunuyoruz. Bu seçeneklerle birlikte hangisini beğenirse onu alacak. Renklerde de seçimler yapılabilecek. Eşim refikam kırmızı dedi, dolayısıyla da kırmızıda karar kıldık. Biz de kırmızıyı alacağız. İkinci bir teklif İlham Aliyev'den geldi. O da 2 araba istiyor. Bir tanesini Cumhurbaşkanlığı makamımda kullanacağım, diğeri dairede dedi. Araç bir defa direksiyonunu sonuna kadar kuruyorsun olduğu yerde dönüyor, ama hiç döndüğünün farkında değilsin, o denli huzurlu, o denli rahat. Bizim hanım da hatta şaşırdı. Daha önce test yapmış, 160'a kadar çıkmıştım.
‘Bu kadar fabrikalar açtık’
Diyor ki bir tane fabrikanız var mı. Eline diline dursun ya. Bu kadar fabrikalar açtık, okullar yaptık, hastaneler inşa ettik. Kendisi SSK'da Genel Müdürken, o dönemde bunlar ölüleri rehin aldılar. Savaş Ay'ın yayınında Bay Kemal'in Genel Müdürlük dönemiydi. Kan revan içinde kalan çocuğu unutamıyorum. Sen busun. Şimdi diyor ki bu kadar para ödeyeceksiniz. Bak, öğren; ben ekonomistim.
‘Şehir Hastanelerimize laf atıyor’
Sen SSK'da genel müdürlük yaptın, ben Kasımpaşa'da doğdum büyüdüm, çocukluğum orada geçti. O hastanelerin hali rezaletti. Bir arkadaşımızın eşi o hastanede doğum yaparken öldü ve vermediler, rehine aldılar. Ya olur mu, oldu. Bunları biz o dönemde yaşadık. Kılıçdaroğlu, utanmadan sıkılmadan Şehir Hastanelerimize laf atıyor. Utan utan, gurur duy. Türkiye, alt yapısı olmayan bir ülkeydi.
‘Tahıl koridorunu açtılar’
Gerek Sayın Putin ile gerek Zelenski ile görüşüyoruz. Aldığımız bilgilerle müzakere etme fırsatını buluyorum. Sağ olsun ne Putin ne Zelenski'den olumsuz bir yaklaşım almadım. Bizde talepleri oldu, biz elimizden geldiğince olumlu cevap verdik. Hiçbir zaman onlar da bize ters yaklaşmadı. Prag'da kimle konuşsam Sayın Putin'in aleyhine konuşuyor. Yanlış yapıyorsunuz diyorum. Birilerinin vasıtasıyla tahıl koridoruna eyvallah etmiyor. Ama bizimle sağ olsun, aradık kendisini hemen anında, dün aradım, bugün de 12'den itibaren tahıl koridorunu açtılar.
‘Lider olunmaz lider doğar’
Biz dün Putin ile bunları konuştuk. Bunun adına da biz lider diplomasisi diyoruz. Herkes öyle lider olamıyoruz. Bazılarına lider olunmaz lider doğar diyorlar, o da doğru olabilir. 2023'ün sonlarında veya 2024'ün başında Akkuyu'yu açacağız. Sinop'ta yeni bir dörtlü üniteyi inşa edeceğiz. Akkuyu, Sinop, üçüncüsü için çalışılıyor. Bunların her birinden yüzde 10'ar enerji temini sağlayacağız.
‘Enerji merkezi olma yolunda adımlar atıyoruz’
Gaz merkezi ile ilgili olarak Putin ile yaptığımız görüşmede bakanlığımız kapsamlı çalışmayı muhataplarıyla yapıyorlar. Türkiye bu işin bir havı oluyor. En yakın merkez olarak da Trakya bölgesi görülüyor. Oradan çıkış ve Avrupa'ya dağıtımını yapmak mümkün olacak. Bunlar ilk tespitler, çalışmalar başladı, devam ediyor. Uzun zamandır enerji merkezi olma yolunda adımlar atıyoruz.
Doğalgaz kaynaklarının yoğun olduğu ülkelere de gemilerimizle gidip, sondaj çalışması yapıp, doğalgaz çıkararak o ülkede ya da üçüncü ülkelere satma şansımız da var. Teklifler de geliyor. Libya, çalışma yapabiliriz diyor. Tuna-1 kuyusundaki çalışmalar önem arz ediyor. Karadeniz'de Sakarya adını verdiğimiz önem arz ediyor. Mavi Akım da gelerek bir noktada bütünleşiyor. Gazı 2023'e yetiştirmek için ekiplerimiz yoğun bir çalışma içinde. Sondaj gemilerimiz Kanuni ve Yavuz eş zamanlı olarak sahada çalışıyor. İlk etapta 10 kuyu açacağız ve buradaki günlük üretimimiz 10 milyon m3 olacak. 40 kuyu ile günlük 40 milyon m3'lük gazı sisteme vermiş olacağız.
‘Siyası hayatı yalan’
Bay Kemal, Amerika'daki 8 saatlik ortadan kayboluşunun gizemini iftiralarıyla yavaş yavaş aydınlığa kavuşturuyor. Şu anda Bay Kemal, kendisine ezberletilenleri konuşmaya başladı. Siyası hayatı yalan, şaibe, iftira ve çeşitli çarklarla dolu Bay Kemal, ülkesine ben Atatürk'ün partisiyim diyerek oraya kendisini gizlemeye çalışıyor.
Şurada 1 hafta 10 gün içerisinde, bu öyle bir edepsizlik ki... Arka arkada bu CHP zihniyeti silahlı kuvvetlerimize hakaret ettiler, kimyasal silah dediler. Tabipler Odası'nın başındaki kadını da kendilerine göre bir yerde yaktılar. Bununla da kalmadılar, Türkiye'yi maalesef uyuşturucu kaçakçılığı ile cari açığını kapattığı iftirasını attılar. Bunlar 1 hafta içinde oldu. Böyle bir densizlik olur mu? Bu nasıl bir siyasettir.
‘Zaten senin içinde kuru sulu içenler var’
Biz terörle mücadele ediyoruz. Yaptığımız yatırımlar ortada. Köprülerimiz, tünellerimiz, metrolarımız ortada. Utanmadan sıkılmadan cari açığı uyuşturucu ticareti ile kapattığımızı söylüyor. Varsa bir delil çıkarsın konuşursun. Ama AK Parti iktidarı uyuşturucu ile mücadele noktasında temayüz etmiş olan bir iktidardır. Şu anda yüzlerce insan uyuşturucudan içeride. Uyuşturucu ticaretinden değil. Sen şu an uyuşturucu baronlarına zemin hazırlıyorsun. Zaten senin içinde kuru sulu içenler var, bunlar ortada.
Ama kalkıp da AK Parti iktidarına bu yakıştırmayı yapamazsın ve bizim terörle mücadele kiminle uyuşturucu kaçakçılarıyla. PKK'yı böyle etkisiz hale getirdik. Eş başkan, şu anda tutuklanmış olan Tabipler Odası'nın başkanı olan kadını savunuyor. Neyini savunuyorsun ya? Bu kadın sadece silahlı kuvvetlerimize saygısızlık, yakıştırma yaparak. Sen bunu nasıl benim silahlı kuvvetlerime yaparsın ya?
‘Atatürk sağ olmuş olsaydı, bunları kapının önüne koyardı’
Bunlar ahlaksızlığın en güzel örneği. Bay Kemal bunları savunuyor. Adalet Bakanlığı şu an takibatı yapıyor. Ama ben bu konuda daha ileri bir adımdan yanayım. Süratle dokunulmazlıklarının kaldırılması gerekir. Bunlar parlamentoyu da kirletir. Herhalde Atatürk şu anda sağ olmuş olsaydı, bunları kapının önüne koyardı.
Bay Kemal'de ne böyle bir cesaret, ne böyle hukuk anlayışı var. Biz her şeyi yargıya bırakıyoruz. Yalova'daki mahkeme heyetinin dava açmasından yanayız. Bunun adı çamur siyasetidir. CHP'li milletvekilleri vekillik görevini teröristi savunmak olarak anlıyor. Türkiye'de bağımsız mahkemelerin bulunduğunu CHP'lilere de öğreteceğiz.
‘Aile yapımızı her türlü sapkınlıktan koruyacağız’
Biz güçlü ailelerden oluşan bir milletiz. Bu milletin aile yapısını bozmak, aile yapısına leke sürmek, kimsenin haddine değil. Şu anda bizler Cumhur İttifakı olarak ailenin saygınlığını ortaya koyacağız. Aile yapımızı her türlü sapkınlıktan, marjinal akımlardan, yozlaşmalardan koruyacağız. Vatandaşlarımız yürüyüşlerle haklı taleplerini dile getirdiler. Bu tabii yaygınlaşacak. Başörtüsü konusuna gelince. CHP'nin genel başkan yardımcısıydı bir ara, ikna odalarını İstanbul Üniversitesi'nde kurdular." (Haber Merkezi)