Suçu başkasına yüklemek!

NACİ SAPAN
Naci Sapan
Toplum tarafından suçlama odağında olanlar kolayı bulmuş, suçu başkasına yüklüyor.
‘Ben değilim, 0’, ‘Biz değiliz, onlar’.
‘Biz mi, hiç orada bile olmadık’ deyişlerin yoğunluğu karşısında gülmemek mümkün değil.
Eskiden karakola düşene, ‘Seni de mi camiden getirdiler’ diye dalga geçerdi polisler.
Suçlu olanın da ‘beni tesadüfen getirdiler’ dedikleri içindi, polislerin dalga geçişi.
 
Özellikle yönetenlerin sıkışıklık anında topu başkasına atma, suçu başkasına yükleme modeli bizde gelişti, vücut buldu, normal yaşam biçiminin bir parçası haline geldi. Yalan, dolan ile yürüyen bir devlet bürokrasisine teslim olmuş, edilmiş durumdayız.
Böyle devam eder mi?
Etmez, etmemeli.
Yüzlerce suç dosyası olanlar bakan danışmanlığı yapıyor, başkalarını çok rahat suçlayabiliyor. Kendi suçları ortaya çıkıyor, tınlayan yok.
Bunların normalde hemen görevden alınıp, kamuoyuna duyurulması gerekirken, adamlar hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam ediyor.
Sistemi bu aymazlık üzerine inşa ediyorlar.
Bu inşaatı bitmeden yıkmak lazım, çünkü inşaat kaçak!
*
Türk Hava Kurumu toplumun hedefinde, çünkü uçakları hangarda tuttular, bakım, onarımını yapmadılar, ormanlarımız yanarken kılları dahi kıpırdatmadılar.
Kaçar, göçer tarafları yok. Suçlarını da kabul ettiler.
 
Onlar suçlarını kabul ederken, Cumhurbaşkanı da katıldığı bir TV programında, haklı olarak THK’yı suçladı, uçaklara bakım, onarım yapmadıklarını açık bir dille ifade etti. Cumhurbaşkanı onursal başkanı olduğu THK kadrosunun görevi bırakması gerektiğini söylemesi gerekirken, THK yönetiminin işini yapmamasının arka planını Cumhuriyet Halk Partisine bağladı. THK’nın arkasındaki zihniyetin CHP zihniyeti olduğunu söyledi.
*
Cumhurbaşkanının lafının üstüne laf söyleyecek halimiz yok, ancak 20 yıldan bu yana ülkeyi ve THK’yı yöneten zihniyetin hangi zihniyet olduğunu herkes biliyor. THK’daki ağırlık yönetim zihniyetinin MHP’li olduğunu hepimiz biliyoruz. Direk MHP’yi suçlamanın yeri zamanı olmadığı için Cumhurbaşkanı ibreyi CHP’ye yöneltiyor.
*
DEDAŞ’a gelelim. Yüksek oranda yansıyan faturaların sorumlusu biz değiliz diyorlar. Suçu kuraklığa, aşırı sıcağa, iki nedenden dolayı da enerji tüketimine ihtiyaç duyan yurttaşa yüklüyorlar.
Serinlemek için aşırı klima kullanınca böyle bir fatura sonucuna da katlanmamız gerektiğini ifade ediyorlar.
 
İpe un seriyorlar.
Bölgemizdeki tüketicinin yüzde elliden fazlasının klima kullanmadığını, böyle bir lükse sahip olmadıklarını biliyoruz.
O kesimin faturası neden yüksek diye adama sormazlar mı?
Binalara gelen ara otomatik faturaları neden zirve yapmış diye sormazlar mı?
Ayıp, ayıp, siz biz/Bizleri keriz mi sanıyorsunuz?
Adam gibi, ‘faturalar zamlardan dolayı yükseldi’ deyin, biz de sizi adam yerine koyalım.
Geçen yılda sıcaktı, geçen yılda klima vardı, sulama vardı, üstelik virüs korkusundan uzun süre evlerden çıkmadık, faturalar bu kadar kabarık değildi.
Fatura yüksekliği zamdan kaynaklı değilse, enerji sarhoşu muyuz, enerji mi içiyoruz gece gündüz?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.