Bir yerler, bir takım insanlar koro halinde ‘Kayyım atanacak’ diye bağırıyor, atamalarla ilgili tarih dahi verebiliyor. Özellikle Diyarbakır ve Mardin üzerinden yürüyen, yürütülmek istenen bir sürecin hazırlığı yapılıyor. Süreç, objektif veya subjektif bir bakış açısıyla da olsa bir zemin arayışı var.
Toplumda demokrasi, hak-hukuk-adalet tartışmaları yapan, hatta savunan bir takım şahsiyetler! Dahi, kayyım atamasına inanmış, olabilir duruşu sergiliyor. Seçim öncesi de konuşuluyordu, seçim sonrası da konuşuldu, hala da konuşuluyor.
Özellikle görev süresi sona eren Kayyım yönetimli belediyede yetkilendirilmiş görevliler, çevrelerine “Merak etmeyin biz tekrar geleceğiz, az kaldı, Mayıs-Haziran gibi” kesin, net bilgiler veriyor.
Suç oluşmadan verilmiş kararların uygulama aşaması mı başladı?
Kaybedilmesi haklinde dahi kazanma hesabını halka rağmen yapmışlar ki, vurguncu ve talancılar aportta… Bekliyorlar…
Sezgin Tanrıkulu, TBMM’de açıkladı: ‘Araba motoru sökmüşler, semaveri götürmüşler’ dedi…
Dönmemek üzere bir gidiş şekli bu!
Benden sonra tufan tavrı!
Böyle olmasına rağmen, kayyım atama niyeti yok ise dahi, o niyeti zorlayanlar devrede sanki.
‘Başkaları götürdü, şimdi de biz götürelim gibi duran bir güruh bekliyor’
Hesap, kitap görmeyelim mi, hesap sorulmasın mı?
Borç, harç, alınan, verilen, çalınan, imar, hırsızlık gibi, adi suçların hesabı sorulmasın, halı altına mı temizlensin?
Bayrak, marş, fotoğraf gibi şahsi suçlar sınıfından sayılabilecek gerekçelerle halkın iradesi ile kazanılmış belediyelerin hiçbir emeği olmayanlara teslim edilmesinin sonuçlarını 8 yıl sonra gördük. Devletin resmi görevlilerinin zenginleştiği bir dönem yaşandı, kent halkı olarak seyrettik. Bunlar iftira değil, Sayıştay raporları ortada. Alınan ağaç, çiçek, böcek faturaları var. Alınmamış hizmetlerin fatura kayıtları var. 3-5 maaş alan bürokratların, onları yönetenlerin mal varlıklarına bakılsa dahi Diyarbakır’dan çalınanlar nettir.
Diyarbakır’a zorla palmiye ağaçları diktiler, ortada ağaç yok.
‘Yetişmez, yaşamaz’ dedik, umurlarında olmadı.
Bize ‘Vatan haini’ dediler!
Çalan vatansever, çalmayan vatan haini oluyor, hay sizin vatanseverliğinizi seveyim.
Mevcut durum:
Suç işleyen var ise, gözaltına alınabilir, işlediği suç karşılığında ceza evi yatacaksa yatar, buna bir diyeceğimiz yok, ancak henüz suç oluşmadan suç ithaf edilerek alan boşaltmak, yerine suç işleme vasfına sahip birilerini oturtmak doğru değil. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş kodlarına terstir, Laik, Demokratik Cumhuriyet ilkelerine de aykırıdır.
*
Zaten belediye yönetimlerinin adım atacak hali yok, para yok, ihale yok, mal yok, mülk yok…
İçi boşaltılmış bütün belediyelerin.
Sadece DEM Partilerin kazandığı belediyelerden söz etmiyorum, CHP’nin kazandığı belediyelerinde durumu aynı. Bari bırakalım, sosyal ve sorumlu belediyecilik yapsınlar, bozulanları düzeltsinler. Halkın parasının çar-çur olmasını önlesinler, kim bilir belki boşalan belediye kasalarını da doldururlar.