Anlamı başlangıç kutusudur. At yarışında, atların çıkış noktası olarak kabul edilir. Ürkerek girmek istemeyen atların gözleri bağlanarak Starting Box'a sokulduktan sonra atlar, çıkış kapısının arkasında sıralanır, hakem kaldıraçla engeli yukarıya kaldırınca yarış başlar. Burada binicilerin değişik durumlara göre karar verebilme yetenekleri, becerileri ve soğukkanlı olmaları yarışı büyük ölçüde etkiler.
At yarışlarını izlediğimiz de spiker, “son at da starttaki yerini aldı, atlar start hakemin emrine girdiler…”dedikten sonra, bir “çınn” sesi duyulur. Starting Box’un kapıları açılır ve atlar ok gibi ileriye fırlarlar. Artık yarış başlamıştır, ardından“haydi oğlum”, “yürü be ayrıl da gel”ve benzeri sözleri duyarız…
Yarış başlamadan önceatlar piste çıkarılır, kısa bir ısınmadan sonra startingbox’agötürülür, nedense atlar oraya girmeyi istemezler, hatta atlar kabine girmemek içintüm gücüyle direnir. Jokeyler atlarını,startingbox’a koymak için, bildikleri her türlü yöntemleri denerler.
Makinanın içi küçücük kutulardan oluşur. At kendine zarar vermesin diye hareket alanı bırakılmamıştır,at sağındaki ve solundaki atlarla dip dibe durur “hücrenin” içinde. Son at hazır olana kadar da beklenir. Ardından “çınn” sesi gelir ve jokey ve atın “yarış hayatı” başlamıştır.O andan sonra at ve jokeyin de düşünme eylemlerinin yerini,içgüdüler dizginleralmıştır.Artık tek hedefleri vardır, diğerlerini geçmek. “Sanki yarış için dünyaya gelmişler.”
Bunlar bana okula gönderdiğimiz çocukları çağrıştırıyor.
Çocukların, bir dersi veya öğretmeni sevene kadar geçen süre, yeni bir eğitime başlamak için okula girdikleri ilk gün…Ve hemen ardından başlar çocukların hayatındaki “startingbox” lar. Ne kadar direnseler de biz onları bir şekilde “starthattına” getiriyoruz çünkü hemen ardından “çınn” pardon “zil sesi” gelecek ve bize göre onlar için doğrusu, iyisi ve güzeli başlayacak.
Başlaması çok zor, ama startı aldıktan sonra aslında enfes bir yaşam anının beklediğimiz o kadar çok şey var ki çocuklardan. Halbuki onların hayatının, yepyeni ve çok değerli bir bölümü o start hattında geçiyor.
Ben isterdim ki, Eğitim sisteminin “ticaret” yerine insanların “yaşam kalitesi”ni standartlarını yükselten özellikle “yabancılaşmak”tan kurtaran bir sistem olsun.
Tüm çocuklara özgürlüklerini yaşayabileceği adaletli bir gelecek diliyorum.
m.nesim.sevinc@gmail.com