Dünya düzeninde ve ülkelerin yönetiminde en etkili kurumların başında siyasi partiler gelir.
Zaman zaman darbelerle müdahale edilse de, muhtıra ve bildirilerle ayar verilmeye çalışılmış olsa da, ülkemizde en etkili kurumlar yine de siyasi partilerdir.
Bir birlerinin rakibi, ancak düşmanları değildirler.
Sayılarını fazla ve farklı fikirlerinin olması sıkıntı değil birer zenginliktir.
İktidar; kendi politikaları doğrultusunda ülkeyi yönetirken, muhalefet da iktidarın yanlışlarını görme, eksiklerini eleştirme, talepleri dillendirme ve kendi politikalarını anlatma görevini yapar.
Zaman zaman partilerin bir araya gelmeleri ve istişarelerde bulunmaları ülke için bir nimettir.
Siyaset (günümüz tabiriyle değil) peygemberlerin yaptığı ve Kur'an da yer bulan bir meslektir.
Tevbe 73 ayette:
"Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridirler; iyiyi emreder kötülükten alıkoyarlar; namaz kılarlar, zekat verirler, Allah'a ve Peygambere itaat ederler. İşte Allah bunlara rahmet edecektir. Allah şüphesiz güçlüdür ve hâkimdir."(diy. Meal)
İyiliğin, güzelliğin, toplumda yerleşmesi ve değer bulması; kişisel gayret, STK'larin çalışmaları önemli olsa da, siyasi partilerin etkisinin daha büyük olduğu da bir gerçektir.
İyiliği emretme, kötülüğü menetmeyi ilke olarak kabul eden partilerden biri de Saadet Partisidir.
Son seçimlerde, seçin yasasının zorlukları neticesinde millet ittifakında yer alması çok sıkıntı çekmesine sebep oldu/oluyor.
Adamın biri oğluna buzağı verir, pazara gidip satmasını ister ve "evladım pazarda bir taife var sakın seni aldatmasın."
Oğlu buzağıyı alır hayvan pazarının yolunu tutar.
Bir gurup tüccar onu karşılar ve "MaşaAllah güzel bir keçi getirmişsin kaça satarsin?" Adam " keçi değil buzağı" olduğunu söylese de fayda etmez.
Bir başka gurup tüccarla karşılaşır onlarda " Ne güzel bir keçi kaça satarsın?" adam onlara da bunun buzağı olduğunu anlatmaya çalışsa da onlar "keçiyi buzağı diye satın alacak kadar aptal mıyız" derler ve ayrılırlar.
Bir başka gurup gelerek adam "ne güzel bir keçi kaça satarsın?" adam artik ısrar etmez ve " herhalde bu kadar adam yalan söylemiyor" der, buzağıyı keçi fiyatına satarak eve gelir: "beni rezil ettin. Önüme keçi verdin, buzağı diye sat dedin." Diyerek babasıyla kavga eder.
Köklü geçmişi, milko kuruluşları, ERBAKAN hocanın mirası olan Saadet Partisi'nin maruz kaldığı sıkıntılar tamda bu adamın ticaretine benziyor.
İktidarın etkisinde olan TV’ler Gazeteler, bir kısım kanat önderleri... "Saadet partisi CHP ile işbirliği yaptı..." anlata anlata yanlışları doğru gibi kabul görmesine sebep olmuş.
Müstakil bir parti olmasına, kendi adaylarıyla seçimlere katılmasına rağmen, bu yanlışlık ve algı operasyonu hala devam etmekte. Artik "buzağı keçi" oluvermiştir.
Erbakan hocaya değer veren, adil düzen, islam teşkilatı, ağır sanayi...Milli görüşü benimseyen kimseler de Saadet Partisine karşı tavırları, buzağıyı keçi fiyatıyla satan evladın babasına karşı olan tavrı olmuş.
Selam ve dua ile.
Fatih Yokuş