Türkiye’de geçmişten bu yana siyaset arenasında ‘mavi boncuk’ dağıtmak, siyasetin kendisi ile birlikte bir meslek gibi algılanmış, öyle de icra edilmiştir. ‘Böyle gelir, böyle gider’ demişler, öyle sürdürmüşler.
Öyledir, öyle geldi, ama öyle gitmiyor işte!
Geldiğimiz noktaya bir göz atalım hep birlikte, toplum olarak içinde mahkûm olduğumuz girdabın gerçek nedeni; dost, ahbap-çavuş ilişkisi, liyakatten uzak bir kadro düzeni, sorgulamayan alt-üst ilişkisi, itiraz etmeyen, ‘Evet efendimci’ tarz. Bunlar siyaset dünyasına, yönetim biçimine hâkim olunca tablo da içine sokulduğumuz çukur oluyor.
Neden mi yazıyorum?
Cumhuriyet Halk Partisine, mevcut iktidarın kendi ayağına silah sıkması sonucu bir iktidar yolu nasip olmuş, oraya doğru bir yürüyüş var, ancak gidişatta yukarıda söz ettiğim eski tarzın hâkim kılınmaya çalışıldığını görüyoruz. Denemek isteyenler var, rotayı oraya doğru çevirmeye çalışanlar var.
Gerek yok ki.
Denenmişi denemek hiç doğru değil, bu halk zaten onlardan kurtulmaya çalışıyor.
Mevcut iktidar bunu denedi, kendini ağır yaraladı, çabalıyor ancak, yarasını ‘Tamir’ edemiyor. İktidar halkın gözünde bitmesine rağmen, alternatif partinin hala yüzde 25-26’larda patinaj yapmasını değerlendirmek lazım, siyaseten okumalarını gerçekleştirmek, bu kadar danışmana, masaya, gönüllüye, yeni rozet takmalara rağmen neden yüzde 35’lere doğru yol alınmadığını masaya yatırmak gerekiyor.
Tam da zamanı Sayın Genel Başkan.
Gelecek için umut olmak zamanı, halkımız için, ülke için, ülkede yaşayan bütün yurttaşlar için umut olma ve umudu yeşertme zamanı, umudu olmayanların umudu olmak zamanı.
*
Sol, sosyal demokrat particilik anlayışı herkese ‘mavi boncuk’ dağıtmak değil, ilkeli ve dik duruş şart. İstemeden de olsa ‘mavi boncuk’ ritüeli tehlikelidir, yukarıdan aşağıya doğru dağıtma alışkanlığı oluşturur. Son nokta ise halkı kandırmaya uzanır, sonra ‘mavi boncuk zinciri’ oluşur ki, bu zincir her zaman kopmaya mahkûmdur. Boncuklarda sağa sola savrulur, kimse de toplamaz.
Halk adına, Halkın refahı, huzuru, kurtuluşu adına siyaset yapanlar ayakta kalır, gerisi siyaset çöplüğündeki layık olduğu bir köşeye mahkûm edilir. Mavi boncuk zamanı değil, Saadet zinciri zamanı hiç değil. Bunu yapanları, gördüğünüz gibi halk iktidardan uzaklaştırıyor, yerine doğru alternatif arıyor.
Hiç zor değil en kısa zamanda yüzde 35’leri yakalamak.
Yurttaş bunları göndermeye karar vermiş, yerine koyacağı konusunda henüz net değil. Hala yüzde 25’lerde patinajın nedeni de bu. Parti içi iktidar yarışının dışına çıkıldığına tanıklık etmek isteyen çok kalabalık bir kitle var dışarıda. Onlara da hitap etmek, ikna etmek gerekiyor.
Sadece, ‘Kuruluşun ve kurtuluşun partisi’ sloganı ile olmuyor, teori ile pratiği buluşturmak gerekiyor.
*
Ve son sahne; Sayın Kemal Kılıçdaroğlu mazbatayı Çankaya köşkünde alır, perde hep açık kalır, yurttaş nasıl yönetildiğine tanık olur.