"Çiller dönemine duyduğum tepkinin kat ve kat fazlasını AK Parti-Gülen hareketine karşı duydum. Çiller mertçe düşmanlık yaptı"
Cezaevinden yeni çıkan Hatip Dicle, bir röportajında bunları söylemiş. Bunu söyleyen sıradan bir şahsiyet değil. Siyaseten değerlendirdiğimizde son derece gerçekçi bir yaklaşım.
Birincisinde; Muhatabınız ‘Ben senin düşmanınım’ diyor açık açık. Düşmanınızın tavrının ne olacağını biliyorsunuz. Kandırmaca, oyalamaca gibi durumları içinde barındırmıyor. Bu nedenle düşmanınızdan küçükte olsa bir beklentiniz yok. Kılıçlar çekildiği için de‘minneti’ de yok diyebilme şansına sahipsiniz.
İkincisinde; AK Parti-Gülen hareketine duyulan tepkinin kat be kat Çiller döneminden daha fazla olduğu vurgusu. Aba altından sopa gösteren, dostmuş gibi görünen, arkadan dolanıp hançerleyecek bölge arayan, hançerledikten sonra da mümkünse yarayı tedavi etmeye çalışan ancak hiçbir zaman tedaviyi sonlandırmayan bir zihniyet. Hatip Dicle’nin vurgu yapmak istediği bu anlayış normal hayatta da karşılaştığımız bir anlayış olduğu için çoğumuzun yabancı olmadığı bir durum.
Siyaseten bu durum uygulandı. KCK operasyonlarının siyasi olduğunu, hukuki hiçbir boyutunun olmadığı bizler gibi ülkede yaşayan aklı başında herkes tarafından dillendirildi. ‘Yol temizliği’ dedikleri de böyle bir durumdu sanırım. ‘İktidar-Cemaat’ birlikteliği kendisine karşı duruş sergileyecek, muhalif konumundan taviz vermeyeceğini bildiği çok sayıda insanı ‘KCK’, ‘Ergenekon’, ‘Balyoz’ gibi isimler altında operasyona tabi tuttu ve 4 yıllığına yolunu temizledi.
Sonra ne oldu?
‘Ben yapmadım /o/onlar yaptı. Paralel temizliğidir, bana ait değil’ falan filan gibi, insanları çokta ikna etmeyen söylemler ışığında ‘Yol temiz, durmak yok yola devam’ işareti verildikten sonra da cezaevleri boşalmaya başladı.
Başbakan serbest bırakılanlara atfen ‘Bir teşekkür bile etmediler’ gibi bir sitemde de bulundu. Birileri bu duruma teşekkür edebilir, ancak Hatip Dicle gibi dostunu da düşmanını da net bilenlerin teşekkür etmesinin söz konusu olmayacağı gibi, elinden alınan milletvekilliği, yattığı süre ile ilgili sitem etmesini beklemek sanırım aptallık olur.
Hatip Dicle ve onun gibi siyasi kariyeri toplum nezdinde kabul görmüş şahsiyetlerin mesajları "Çiller dönemine duyduğum tepkinin kat ve kat fazlasını AK Parti-Gülen hareketine karşı duydum. Çiller mertçe düşmanlık yaptı" cümlelerinde olduğu gibi nettir. Biz de ne demek istediğini çok net anlayabiliyoruz.
Hatip Dicle’nin bu mesajları Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru giderken Kürt oylarını nasıl etkiler? Birinci tur’da yüksek bir oy oranına ulaşılabilmesi için mutlaka Selahattin Demirtaş’ın desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. İkinci turda ise Hatip Dicle’nin mesajlarının mutlaka irdelenmesi ve dikkate alınması gerekir diye düşünüyorum.