Siyaset ya da politika

Bêjdar Ro Amed

Politika kelimesi kulağa hoş gelen ve duyguları okşayan bir mefhumdur. Siyaset ise aynı tınıyı vermese de özdeş içeriğe sahiptir. İkisi de güçlü olmaya ve güç yaratmaya dönüktür. Farkları olsa bile meselemiz bu değildir.

Bu kavramları farklı bir anlamla incelemek isteriz. Siyaset-politika, güç arayışı ve örgütlenmesidir. Özgürleşme alanı ve aracı değildir. Özgürlük, kendini görme, tanıma ve bilmedir. Siyaset-politika ise kendini bilmekten çok, kendine yabancılaşmaktan gelen güç oluşumu ve birikimidir.

Kavramların Gelişimi

Siyaset-politika kavramı ve uygulamaları hayatı kolaylaştırmak için gelişen kavramlar değildir. Siyaset-politika, kendisi olmaktan çıkan insanın, güç elde edebilmek için örgütlendiği bir alandır.

Siyaset-politika kavramlarını sorgulamak önemlidir. Binlerce yıldır elimize tutuşturulan ve yaşamımızın her alanına sirayet eden bu kavramları sorgulamadan hayatımıza alamaz ve yaşamımıza koyamayız. Bunu görmek durumundayız. Bunu görmemek ciddi bir hata olur. Bu kavram ve bu kavramların oluşturmuş olduğu yaşam gerçekliği sorgulanmalı ki ne olduğu anlaşılsın. Bilmediğimiz ve sorgulamadığımız bu kavram ve uygulamalarını hayatımızın içine neden koyuyoruz?

Bu kavramların oluşum ve gelişim nedeni nedir? Buna neden ihtiyaç duyuldu? Eğer yaşam ve ilişkileri kolaylaştıran ve onu düzene sokan bir şey idiyse neden bu olmadı?

Doğuşları

Politika kavramının doğuşu Yunanistan’a, siyaset kavramının doğuşu ise Arabistana dayanır ama geçmişi uygarlığın başlangıcına kadar gider. Kendi özünü, uygarlığın çarpık deneyim ve derinliklerinden alır. En ince hatlarına kadar bu çarpıklıkla yaşar. Yunanistan ve Arabistan ise, uygarlığın yaşamış olduğu tüm bu deneyimlerin özünü alarak kavramı oluşturur ve yaşama yedirir. Dikkat edersek siyaset veya politikanın olduğu her yerde bölünme, çatışma, kargaşa, rekabet, oyun, birbirini dinlememe, ötekileştirme, düşman yapma ve birbirine karşı örgütlenme vardır. Alınan ve yaşatılan da bu özdür. Bir kavram ve onun yaptıkları neden bu denli kendi benliğine çalışarak, kendi dışını ötekileştirir ve neden bunları yaşatır?

Uygarlık Oyunu

Anlaşılıyor ki siyaset veya politika, kötü kokan, yaşam ve insanı çürüten bir uygarlık icadı ve oyunudur. Uygarlık ise insanın kendine olan yabancılaşmasından doğan, özgürlük dışı bir örgütlenme hali ve diregenliğidir. Siyaset-politika, özgür insan ve yaşamından doğmamıştır. Özgür ve doğal olan insanın siyaset-politika yapma gibi bir derdi neden olsun ki?

Özgür Yaşam İnşası

Gelelim siyaset-politika kavramına daha farklı bir gözle bakmaya; siyaset veya politikayı, bir yaşam inşası olarak düşünsek ve bunu böyle kabul etsek

bile, görmemiz gereken ilk şey bunu ele alıp uygulayacak insanın önce özgür ve kendi olmasıdır. Özgür insan ve özgür toplum yaşamsal bütünlüğü koruyan, hiçbir ayrım yapmadan yaşayan ve insan olma gerçekliğini doğa bütünlüğünde inşa eden varlıktır. Bu da özgür insanla mümkündür. Özgür olmayan insanın elinde siyaset ve politika, güç oluşturma, hayatı ve toplumu parçalama, ayrımcı inançlar peşinde koşma ve bunu inşa etmektir. Bu noktada siyaset-politika sadece güç ve onun inşasıdır. Bunun içinde de her türlü oyun vardır ve bu mübah görülmektedir. Bu da insanın kendi eliyle yaşamını ve toplumsal hakikatini ortadan kaldırmaktır.

Net Olan Nokta

Paylaşımımızın net olan cümlesi de şu olsun; siyaset-politika, köle insanı özgürleştirmez, özgürleştiremez. Bunun aracı ve nedeni de olamaz. Bu oldukça net. Ama kendini özgürleştirmiş insanın yaşamsal inşasında, paylaşma ve ortaklaşmanın kaynağı olarak kalabilir. Kritik nokta şudur; siyaset veya politikayı ele alacak olan insanın önce özgür olmasıdır. Köle insanın elinde siyaset-politika sadece esaret yaratır. Siyaset-politika, kendi benliğine yer vermenin, egosunu işlevselleştirmenin (tekil-kapitalist veya kolektif-sol cephe), çatışma yaratmanın, bölünme ve ayrışma içine girmenin nedeni değil, olmamalıdır da. Siyaset-politika kendini bilen insanın, özgürleşen zihinsel bütünlüğü ile birlikte, yaşamı inşa etmenin nedeni ve anlamı olabilir. Durması gerektiği nokta da buradır. Ötesi güç oluşturma ve bunun egosal oyunudur. Bu kadar…



İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.