Sivil siyasetin önü açık tutulmalı

NACİ SAPAN

7 Haziran seçimleri öncesinde ve sonrasında değişen ya da farklılaşan durum nedir diye son derece yalın ve geniş yelpazeden Türkiye’ye, Kürtlere, PKK’ye, HDP’ye, genel anlamda siyasi gelişmelere bakıyoruz.

Ne/neler değişti?

Bir seçim yaşandı, çok şey değişti.

HDP barajı aştı, AKP’nin tek başına iktidar olma olasılığı ortadan kalktı.

Türkiye halkları, Kürt meselesi de dâhil olmak üzere bütün meselelerin siyasi çözüm adresinin parlamento olduğuna işaret ederek, 4 partiye sorumluluk yükledi.

 

Parlamentoya yansıyan tablo, halklar açısından son derece anlamlı ve umut verici. Bugüne kadar olmadığı kadar halkların, dini inanç gruplarının temsil edildiği, kurucu meclise atıf yaptıran bir parlamento aritmetiği oluştu ve sorunların çözümü konusunda ciddi bir umut belirdi.

Bu umudun odağında ise elbette ki HDP var.

Halkların kardeşliği ve birlikte yaşam felsefesine uygun, tüm kesimleri temsil eden 80 vekilli HDP’nin varlığı savaşı ve silahı önleyici bir duruma hitap ediyor.

 

Ancak son günlerde HDP’nin sivil siyaset alanını daraltacak nitelikte silahlı bir atmosferin varlığını gündeme getiren bir durumla karşı karşıyayız.

KCK yürütme konseyinden yapılan açıklamalar var.

Bu açıklamaların hemen ardından başlayan küçük çaplı olaylar 90’lı yıllardaki belirsizliği hatırlatıyor. Uyarı niteliğindeki açıklamalar ve müdahaleler olarak tanımlansa da bu tür durumların ucu açık tehlikeli sonuçları beraberinde getirdiğini geçmiş deneyimlerden çok iyi biliyoruz.

 

Silahlar devreye girdiği takdirde HDP’nin sivil siyaset alanındaki varlığının tartışma konusu olduğu, bu alanın daraldığı gerçeğinden hareket ettiğimizde, halklarla gerçekleşen mutabakatın da darbelendiğini açıkça belirtmekte yarar var.

 

Önümüzdeki süreçte muhtemel iki seçeneğin varlığını tartıştığımızda;

Birinci etapta koalisyon çalışmaları

İkinci etapta ise erken bir seçim var gündemimizde.

Her iki olasılıkta da HDP’nin sivil siyaset deneyiminin başarılı olabilmesi için silahların devrede olmaması gerekiyor. Koalisyon hükümeti çalışmalarının içinde olmasa dahi HDP’nin sivil siyaset alanındaki varlığının devam etmesine zemin hazırlayacak olan bir erken seçimin gündemde olması PKK’nin silahtan uzak bir tavır içinde olması gerektiği gerçeğini bize anlatıyor.

 

Genel değerlendirme ışığında baktığımızda; seçim öncesi ve sonrası Türkiye’de değişen çok fazla bir şey yok. Çözüm süreci seçimden önce de belirsizdi, şimdi de belirsiz. Ancak, önümüzdeki süreçte parlamento çatısı altında daha sağlam temellerde görüşülmesi ve bir çerçeveye oturtulması ihtimali söz konusu. Sadece ortada bir hükümet, bir muhatap yok.

Bunların da sebep ve sonuçlarını tartışacak durumda olduğumuza göre, HDP’nin sivil siyaset alanını daraltacak silahı gündemden uzak tutmak gerekiyor.

Sivil siyasetin önünü açık tutmak halkların kardeşliği adına KCK’nin sorumluluğudur.  

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.