SINIR BOYU VE PROVOKASYON

NACİ SAPAN

Provokasyona açık çatışma alanları neresi diye aklıma sorular düşürüyorum. Pratik, Cizre ve Yüksekova’ya işaret ediyor.

Neden derseniz?

Birincisi; Stratejik konumları duruma uygun

İkincisi; Belki diğer kentler ve yerleşim birimleri de göç aldı, ancak bu 2 yerleşim birimi çok fazla aldı.

 

Ayrıca bu 2 yerleşim birimi herkesin, her kesimin kendine rahatlıkla alan yaratabileceği/Bulabileceği konuma sahip. Stratejik konumları gereği Cizre ve Yüksekova ilçelerinin durumunu bu manada değerlendirmek gerekiyor.

 

Cizre ve Yüksekova ilçeleri komşu ülkelerle sınırdaş

Dünyada da böyledir.

Yasal ve kaçak ticaretin yapıldığı sınıra komşu il ve ilçelerde toplumsal değer ve kazanımların ortaklaştırılmasında sıkıntılar söz konusu olabiliyor. Şahsi değer ve kazanımlar bazen daha ön plana çıkabiliyor.

 

Bu nedenle; Sınırlara yakın yerleşimlerde dönemsel olarak değerlendirmemiz gereken her türden provokasyona/provokatif denemelere tanıklık edebiliriz ki, sayfaları geriye çevirdiğimizde bu iki ilçede beklenmeyen zamanlarda provokasyonların olduğunu görmemiz mümkün.

 

Dikkat çekiyorum;

Gerek devlet, hükümet kanadından gerekse PKK, HDP kanadından bu iki ilçede bugüne kadar meydana gelen olayların(bir ikisi hariç) tamamı için provokasyon açıklamaları geldi. Provokasyon olarak tanımlanan bu olayların tamamı çözüm sürecinin diyalog ve müzakerelerine geçici darbeler vurdu.

 

Bu iki ilçede veya bu konuma sahip diğer yerleşim birimlerinde herkesin üzerinde hemfikir olduğu provokasyonların varlığı, bundan sonra da olma ihtimallerini ortadan kaldırmanın bir yolu olmalı.

 

Bu yolun ne olacağına devlet ve PKK karar vermelidir.

Barış müzakerelerini yürüten taraflar, gelecekle ilgili kurguda samimi duygular içindeyse, toplumun geleceğini karartan/ karartacak olan provokasyonlara engel olmak gibi bir sorumluluk içinde olmalılar.  

 

Olaylar sırasında ya da olaylar bittikten sonra ‘Bunların tamamı provokasyondur’ açıklamaları yeterli değildir. İki güç, farkında oldukları provokasyonları ve bunu sağlayan odakları ortaya çıkaramıyor, deşifre edemiyorsa, gelecekle ilgili kaygılarımızı da gideremiyorlar demektir.

 

Yurttaşla yönetenler arasındaki farkın ne olduğu, nasıl olacağı bu tür durumlarda topluma yansımalıdır. Yurttaş, şikâyet eder, sitem eder, sorunların çözülmesini ister. Yönetenlerin böyle bir hakkı yoktur.

**

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.