Sıkıldım vallahi.
40 yıldır, kendimi bildim bileli bu ülkede çalınan plak değişmiyor.
Plak aynı plak.
Çevir, çevir, çal.
Yukarısı çalıyor, aşağısı oynuyor.
Aşağıda vicdan,
Yukarıda cüzdan.
Yani, vicdanla cüzdan arasına sıkıştırılmış vaziyette yürüyoruz.
Nereye kadar?
Vicdan ve cüzdan!
İktidarları sınayan, yan yana duran iki unsur oldu her daim.
Ama her nedense, iktidarlar ve yandaşlarının tercihi cüzdan oldu, ülkede bu hale geldi.
Sıkıldım, sıkıldık, sıkılıyoruz.
Ama değişmiyor bir türlü plak.
Plak, aynı plak.
Evirip çevirip, çalıyorlar.
Sokuyorlar gözümüzün içine,
Yetmiyor beynimizi iğfal etmeye çalışıyorlar.
Vatana cüzdan, yurttaşa Para Gözüyle bakıyor meczup tayfası.
Bozdur, bozdur harca.
Harca, harca bitmez!
Diye de düşünüyorlar her daim.
Böyle gider mi?
Gitmediği ortada.
Sıkıldım, sıkıldık, sıkılıyoruz.
Asker devleti, polis devleti, yargı devleti, derin devlet, paralel devlet diye, diye beynimizi sulandırdılar. Biz bunları beynimizde çözmeye çalışırken, yani vicdanımız ve beynimiz meşgulken, onlar cüzdanlarıyla baş başa kalıp hasret giderdiler. Cüzdanı vatan bellediler.
Ben sıkıldım, yoruldum.
Artık yazmayacağım.
Nazım Hikmet’in dizeleri hala geçerli siz onu okuyun.
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.