Dünyada en akıllı, üreten, uygarlıklar yaratan canlı türü insan. Ama insan aynı zamanda dünyanın başına da bela olmuş bir canlı türü. İnsan tarafından yaratılan uygarlıklar incelendiğinde bunun altında insanın başta kendi hemcinsleri olmak üzere diğer canlılar ve doğaya da en çok zararı verenin yine insan olduğunu görmek şaşırtmaktadır. İnsanın dünyada hem en iyi üretici olması hem de bir terminatör gibi en çok zarar veren olması ciddi bir paradokstur. Bu yüzden birçok insan dünyanın başına gelmiş en büyük belanın insan olduğunu söylemektedir. Hatta dünyada insan olmasaydı daha iyi olduğunu söyleyenler de az değil.
En son medyaya da yansıyan hayvan ölümleriyle ilgili görselleri birçoğumuz izleyemedi bile. Bu hayvanlar niye öldürülüyor. İnsanlar kendisine zarar bile vermeyen bu canlıları niye böyle vahşice öldürüyor. Kendinde bu öldürme hakkını nereden buluyor. İnsanoğlu doğadaki canlı türlerinin şimdiye kadar % 80’nine yakını yok etti. Kalanlarını da yok etme peşinde. İnsanoğlu; hem başka canlıların doğal yaşam alanlarını elinden alıyor hem de soylarını tüketiyor. Ki insanoğlu yok etme, soy kurutma eğilimini sadece hayvanlara karşı değil kendi hemcinslerine de uygulatmadır. Bu da ayrı bir konu olmakla beraber bu eğilimlerden kopuk değildir. Başka canlıları sevmeyen, onlara merhamet etmeyen kendi soylarına eder mi?
İnsandaki her şeye sahip olmak isteyen ‘biz’lik, dar anlamda ‘ben’lik duygusu dünyayı insan için de yaşanamaz hale getiriyor. Tarihsel süreçlere baktığımızda bir yüzü uygarlıksal gelişme olarak görülürken arka yüzü hep yok etme üzerine olmuştur. Bu yüzden insan eliyle nasıl türlerin önemli bir bölümü yeryüzünden silindiyse farklı birçok kültürler de tarihin yoklar sınıfına dâhil edilmiştir. Bazen bu kötülükler örgütlenerek, sıradanlaştırılarak kanıksatılmaya da çalışılmaktadır. Güçlü olan zayıfa, büyük olan küçüğe, başka canlıların yaşam alanları ellerinden alınması yetmiyormuş gibi ağaçtan kediye, köpeğe kadar bir yok ediş eğilimi gelişiyor. Savaşlar dünyanın birçok yerini yaşanamaz hale getiriyor. Barbarlık gelişiyor ve insanı insanlıktan alıyor. Bir virüs gibi dünyaya yayılan kötülük, covit-19 gibi metestas yaparak yarınları umutları ve geleceği tehdit ediyor. Yani şiddet sarmalı bir bumegran gibi dönüp insanlığı vuruyor.