Gönül Morkoç
TİGRİS HABER - Şeyh Said ve 46 arkadaşının mezar yerlerinin açıklanması için Diyarbakır Barosu ve Şeyh Said Derneği üyeleri, Tahir Elçi Konferans Salonu’nda açıklama yaptı. Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, cenazenin yakınlarına tesliminin insani hukukta önemli bir hak olduğuna dikkat çekerek, idam edilen Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerinin açıklanmasını talep etti. Mezar yerlerinin gizlenen devlet arşivlerinde olduğundan emin olduklarını belirten Eren, “Cenazelerin yakınlarına teslimini istiyoruz” dedi.
‘Samimiyet için önemli’
Tigris Haber’e konuşan Nahit Eren, bazı siyasilerin dile getirdiği “demokratikleşme” ve “helalleşme” söylemlerine dikkat çekerek, “Eğer bu ülkede demokratikleşme helalleşme söylemleri samimiyse bizler açısından milat Şeyh Said ve arkadaşlarının mezar yerlerinin açıklanmasıdır “ dedi. Siyasi görüş fark etmeksizin Şeyh Said’in mezar yerinin açıklanmasının Kürtlerin tümü için önemli olduğunu belirten Eren şunları söyledi: “100 yıllık Cumhuriyet tarihinde bu olayın bütün Kürtler açısından çok önemli olduğunu biliyoruz. Bütün Kürtlerin hassas olduğu bir mesele. Burada herhangi bir siyasi görüş farkı gözetmeksizin herkesin hassas olduğu bir olay. Bu anlamda, bizler umutluyuz. Umuttan ziyade hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz.”
‘Yerleri açıklanmalıdır’
Saidi Nursi’nin mezar yerinin açıklanması için Şanlıurfa Barosu’nun da açmış olduğu davayı hatırlatan Eren, “Bu dava, devam ediyor. Bunlar bir şekilde devletin bu karanlık yönüyle yüzleşmesi için önemli. Düşünün; siz özel mahkemeler kurup yargılamalar yapıyorsunuz. İdamlar veriyorsunuz. 1937’de iade-i itibarlar veriyorsunuz. Peki, naaşları neden teslim etmiyorsunuz? Yerlerinin gizlenmesinden vazgeçilmesi gerekir” dedi.
‘Vasiyetini yerine getirmek istiyoruz’
Şeyh Said’in torunu Kasım Fırat ise, iç hukuk yollarının tükenmesi durumunda AİHM’e başvuracaklarını söyledi. Fırat şöyle devam etti: “Şeyh Said’in idam edildiğinde üzerindeki paranın bir kısmının, gözlüğünün, tespihinin ve Kur-an’ı Kerim’inin varislerine teslim edilmesini istiyor. Ayrıca, varislerinin cenazesini gömüldükleri yerden çıkararak, uygun bir yere defnini istiyor. Biz de varisleri olarak bu vasiyeti yerine getirmek istiyoruz.”
Kasım Fırat, mezar yerinin açıklanmasını durumunda Şeyh Said’in naşını bulunduğu yerden alarak Diyarbakır’a defnedeceklerini söyledi.
Vasiyetini savcıya verdi
Şeyh Said ve 46 arkadaşı, 29 Haziran 1925’te Şark İstiklal Mahkemesi’nin kararıyla Diyarbakır Dağkapı Meydanında idam edildi. Şeyh Said, idamından önce başsavcı Ahmet Süreyya Örgeevren’i vasi tayin ettiği ve vasiyetnamesini hazırladığını yazmıştı. Süreyya Örgeevren, Şeyh Said’in vasiyetnamesi ile ilgili “Şeyh Sait İsyanı ve Şark İstiklal Mahkemeleri” isimli kitabında şu satırları kaleme almıştı:
"Nitekim, Şeyh Said Efendi idamından biraz önce tevkifhanede yazdığı bir vasiyetname ile beni bu vasiyetin icrası için vasi nasb ve tayin etmiş, bu vasiyetnamesi asılmasından sonra bana verilmişti. Bu vasiyet; üzerinde bulunan ve maliye veznesine verilmiş olan parasından varislerinden kimlere verilmesine ve kendisi için mezar yaptırılmasına dairdi. Mahkemenin müddeiumumîsi bulunduğum için, şeyhin vasisi sıfatıyla bu vesayeti kabul ve icra edemezdim. Onun için resmî ve itimat edilir bir el ile vasiyetinin yerine getirilmesi için vasiyetnameyi Ankara’da İçişleri Bakanlığına göndermiştim.”