Naci Sapan yazdı, Sözel Apartmanına dair
Diyarbakır’da yıkılan binalarla ilgili ‘Kolon kesme’ iddiaları depremin ilk gününden itibaren gündem oldu. ‘Ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ derler, ancak, olmayan, olma ihtimali olmayan yerlerden de ‘şehir efsanesi’ niteliğinde dumanlar tüttürülüyor.
Haklı nedenleri olabileceği gibi farklı nedenleri de var kolon kesme ile ilgili iddiaların. Hal böyle olunca, müteahhit, arsa sahibi, dükkan sahibi gibi dereceli sorumluluğu olanlar gözaltına alındı, tutuklandı, cezaevlerine gönderildi. Bu olması gereken adli bir süreç olduğu gibi, bir miktarda olayın tazeliği, tepkilerin yoğunluğu nedeniyle ‘toplumun gazını’ almaya yönelik adli işlemlere tekabül etti.
‘kolon kesme’ iddiaları elbette soruşturma sonucu netleşecek, yapanlar cezasını çekecek, çekmeli de. Bu arada, sadece iddia üzerine, soruşturmanın seyrine denk getirilenlerde var. Tutuklananların büyük bölümünü tanıyoruz, biliyoruz, yaptıkları işlerin, çalışmaların tanıklarıyız. Kolon kesmek gibi bir eylemlerinin olmayacağını biliyoruz.
Bunlardan biri yakın arkadaşlarımdan biri Şeref Akgün. Eğitimci, Uğur dershanelerinden, Bahçeşehir kolejinden herkesin, Diyarbakır’ın ekseriyet çoğunluğunun tanıdığı bir şahsiyet, herkesin Şeref hocası. Diyarbakır’ın çok yakından tanıdığı Şeref hoca, Kırşehir cezaevinden bir mesaj yollamış bana, kendisine sonsuz güvenim olduğu için bu mesajı kamuoyunun dikkatine sunup, 3-5 kelam etmek istedim.
Sözel Apartmanı ismini Şeref hocanın kurduğu sözel dershanesinden alıyor. Projesi 5 katlı olmasına rağmen, 10 katlı inşa edilmiş binadan ortak olduğu şirket adına aldığı gayrimenkulün tapusu da ortaklarından ayrıldığı için 2 ay önce Şeref hocaya geçmiş. Yıkılmadan önce de kuş mezadı yapan bir dükkân olmuş. Ayrıca Şeref hoca ve ailesi 7 yıl o binada oturdu. 10 katlı binanın projesinin 5 kat olduğunu kendisi de yıkıldıktan sonra öğrenmiş. Bina kent merkezinde, enkaz altında kalan dostlarımız, arkadaşlarımız var. Bunlardan biri de herkesin yakından tanıdığı sanatçı Zilan Tigris.
Mesajının ana başlıkları şöyle Şeref hocanın;
“Bina müteahhidi sonradan beş kat daha çıkmış.
*Ben tapumu aldığım zaman bina on katlıydı.
*Bilirkişi raporu her şeyi ortaya çıkaracaktır.
*Binada oturan kimi sakinler kolon kesilmediğini ifadelerine eklemişler.
*Müteahhit ailenin hakkımda yaptığı mesnetsiz suçlamadan dolayı buradayım.
*Yıllardır eğitimciyim. Bu alanda şehrime büyük yatırımlar yaptım.
*Herkes bilir ki Şeref Akgün kafasını keser, kolon kesmez.
*Hakkımda kimi çevrelerin yaptığı dezenformasyon ve söylentiler için hukuki mücadelemi sürdüreceğim.”
Şeref hoca, adli merciler nezdinde aklanmaktan çok, Diyarbakır halkının gözünde aklanmak istediği için bir arkadaş olarak mesajını iletmiş bana. Bu arada savcılık ifadesini de kamuoyunun dikkatine sunuyorum, şunları söylemiş; “Ben 40 yıllık bir eğitimciyim. Kesilecek bir kolonun binaya ne tür bir zarar vereceğinin de bilincindeyim. Böyle bir şey söz konusu değil. Biz 10 odalı dershanemizde faaliyet yürüttük. Sonrasında mülkiyeti bana ait olduğu için yine dershane olarak başka bir eğitim kurumuna kiraya verdik. Yıkımdan önce öğretmenlerin çektirdikleri fotoğrafları da dosyaya sunuyorum. Ne benim dönemimde ne de benden sonra kolon kesilmesi veya müdahale edilmesi kesinlikle söz konusu değildir. Bina 5 kat ruhsat alındıktan sonra 10 kat inşa edildiği için yıkılmıştır. Biz orayı temelden satın almıştık, aldığımızda da bina 10 katlıydı.”