Diyarbakır, birçok dile, dine, ırka ve kültüre ev sahipliği yapmış koca bir şehir. Asırlardır milyonlarca insanı sırtında taşıyan bu kentin her karışında bambaşka hikayeler, efsaneler ve merak uyandıran bir tarihi geçmiş yatıyor. Şehrin bu tarihi geçmişi ise şehrin insanlarına bir tarihi bilinç oluşturma sorumluluğu yüklüyor. Ama ne yazık ki modernleşmenin yanlış anlaşılması, tarihi mekanlardan uzaklaşılması, şehrin yeni kesimlerinde inşa edilen birbirinin aynısı binalar vb. etkenler halkın şehrin tarihine olan ilgisinin azalmasına neden oluyor. Üzerinde doğduğumuz, yaşadığımız, taşından toprağından faydalandığımız şehrimizin tarihini bilmemek ve araştırmamak ne korkunç bir vaziyettir. Bu durum şehrin büyüklerinin aklını ciddi bir şekilde kurcalayan bir sorun. İşte tam da çıkış noktası bu sorun olan ve benim de katılımcılarından olduğum “Şehrin Hafızaları Konuşuyor” projesi, aslında ne kadar aksi gözükse de şehrinin geçmişine ilgi duyan ve araştıran gençlerin mevcudiyetini kanıtlar nitelikte.
Kültür ve sanatı desteklemek amacıyla oluşturulan Kültür için Alan programı kapsamında planlanan “Şehrin Hafızaları Konuşuyor” projesi, şehrin tarihine ve dönüşümüne tanık olan insanların gençlere ulaşmasını ve onlara şehrin tarihini etkileşimli olarak anlatmasını sağladı. Bu projeden haberdar olan biz gençlerin de projeye katılım sağlaması aslında Diyarbakır'ın bu tür bir projeye ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Yazar Şeyhmus Diken moderatörlüğünde gerçekleştirilen proje toplamda bir atölye ve dört buluşmadan oluşuyor. Ayrıca proje kapsamında yapılan tüm etkinlikler Diyarbakır'da çeşitli projelere imza atan Yapımcı ve Yönetmen Feyzi Baran tarafından belgesel olmak üzere kayıt altına alındı. Bu sayede projeye katılım sağlayamayan ama Diyarbakır tarihi hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için etkinlikleri izleme şansı oluşturulacak. İlk olarak Tarihçi Ayşe Hür'ün katılımıyla gerçekleşen başlangıç atölyesinde, bir temel oluşturmak amacıyla sözlü tarihin incelikleri ve aşamaları hakkında kıymetli bilgiler verildi. Karşılıklı etkileşim şeklinde olan bu atölyede katılımcıların merak ettikleri konular tartışıldı. Sözlü tarihin nasıl gerçekleştirilebileceği ve mümkün olduğu kadarıyla en çok bilgiyi nasıl alabileceğimizi bizlere öğreten bu atölye, yapılan buluşmalardan önce bir özgüven oluşmasını sağladı. Yapılan bu atölyenin ardından belirli aralıklarla gerçekleştirilen buluşmalara “Şehrin Hafızaları" olan şehrin tarihinin canlı tanıkları genç katılımcılara ve öğretmenlerine eşlik ettiler. Halit Ölmez, Birsen İnal, Ali Haydar Canlı ve Kenan Özhal’in konuşmacı olarak katıldığı bu buluşmalarda, şehrin her açıdan konuları objektif olarak anlatıldı ve ortaya çıkan sorularla tartışıldı. Şehrin mimarisi, tarihi yapıları, içinde barındırdığı kültürler, gelenekleri, edebiyatı vb. birçok konu üzerinde durulan bu buluşmalara biz gençlerin penceresinden bakacak olursak içimizdeki tarihe karşı olan merak unsurunu uyandırdığı bir gerçek. Ayrıca şehrin son yıllarında kent yaşamı ve geleneksel mimarisi ekseninde neleri yitirdiğini önceki dönemleri yaşamış şahsiyetlerin dilinden aktarımıyla bir tanık gibi dinlemek çok anlamlı. Tarihi açıdan büyük bir zenginliğe sahip olan Diyarbakır'da bastığımız toprakların, dokunduğumuz mimari yapıların derinine inmek, onların büyük olaylara tanık olduğunu bilmek ve onu hissetmek bambaşka bir his oluşturdu içimizde. Bu proje sayesinde iki kuşağın birleşmesi sağlandı aslında. Ilerleyen süreçte Şeyhmus Diken editörlüğünde ayrıca bir kitaba dönüştürülmesiyle de insanların projeye birçok formatta ulaşması imkanı sağlanacak.
Özetleyecek olursak “Şehrin Hafızaları Konuşuyor” projesi büyüklerin gençlere olan ümidinin yeşermesini ve gençlerde de büyük bir tarihi merak uyanmasını sağladı. Tarihin canlı tanıklarından, objektif bir şekilde edinilen bilgilerin sorumluluğuyla hareket eden gençler olacağımıza inanıyorum. Ve umut ediyorum ki, hepimiz yaşadığımız toprakların tarihini utandırmayan ve ona olan vefa borcunun farkında olan bireyler olacağız. Zirâ tarihinin farkında olmayanların özgün bir benliği olamaz.
Zeynel Hebun Güler