Anlam biçtiğim ve zaman zaman başvurduğum sözümdür; Bir şehrin sicilinden o şehre kimlik katan yapıları ve şahsiyetleri söküp atarsanız geriye kalan koca bir hiç’tir. Hiçten de öte sadece kalabalıklardır.
Epeydir yazmak istediğim ama gündem yoğunluklarından fırsat bulamadığım birinden söz etmek istiyorum sizlere.
Neredeyse yarım asırdır hep aynı köşeyi sur içi dörtyolunun Saraykapı yolunun sağ kaldırımının hemen girişini mesken tutan biridir, Boyacı Vahit.
Ben “Boyacı” dedim ya! Bakmayın dediğime, aslında başka özellikleri de vardır. Ama onu herkes en iyi yaptığı işi nedeniyle tanır ve o bir unvan sahibidir. Birçok şahsiyetin sonradan kazandığı övündüğü ya da adını dahi anmaya değer vermediği kendi ünvanları içinde; Boyacı Vahit’in ünvanı şahsiyetli ve karizmatik bir yerde başköşde durur. Çünkü o Amerikalı ünlü hak savunucusu Martin Luther King’in Sokak çöpçüleri için ettiği kelamın da aynı zamanda bir neferidir.
Hani Martin Luther King diyordu ya! “Michelangelo’nun resim yaptığı, Beethoven’in beste yaptığı veya Shakespeare’in şiir yazdığı gibi sokaklarınızı süpürün. O kadar güzel süpürün ki gökteki ve yerdeki herkes o sokaktan geçtiğinde durup ’Burada işini çok iyi yapan, dünyanın en iyi çöpçüsü yaşıyormuş’ desin.”
İşte Boyacı Vahit böyle biri…
Ben onu neredeyse kırk yıldan fazladır tanırım. Onun ajandasından yolu Diyarbakır’la kesişmiş dünyaca ünlü şahsiyetler de geçmiştir. Şehrin kendi halinde şahsiyetleri de. O kadar özenle ve severek yapar ki ayakkabı boyacılığı mesleğini, onun elinden o boyanmış ayakkabının çıktığını ancak tanıyan ve bilen bilir.
Hem Vahit’e sadece ayakkabı boyatmak için gidilmez. Bir gün öncesinin ülke gündeminde ne var! Kentin gündeminde ne var! Bir halk bilgesi gibi Boyacı Vahit’le konuşmak ayrı bir muhabbet işidir. Kentin kimlik sahibi şahsiyetlerindendir Vahit.
Birkaç yıl önce Sur Belediyesinin temizlik işleri kadrosundan emekli bir işçidir Vahit. Onun mesai arkadaşları Vahit’in sözü açıldığında der ki; hayatının hiçbir evresinde asla baştan savma “çöpçülük” yapmadı Vahit. Hep temizlediği sokağı, alanı en iyi şekilde temizleyip ayrıldı. Aynen Martin Luther King’in sözünü ettiği gibi.Muhtemelen Martin Luther King’i tanımaz Vahit! Ama onun sözünün izdüşümüdür sanki.
Sur içinin Saraykapı semti ile Yeni Kapı arasında eski şehrin yoksul ve onurlu bir mahallesinde mütevazı bir Diyarbekir evinde oturur Vahit. Kadir kıymet bilir. Dostlarının yeri hep ayrıdır yanında. Sohbeti hoş, çayı her dem amadedir.
Mahallenin de, sokakların da, kentin de, ülkenin de kodlarını bilen biridir Vahit.
İyisi mi ben Vahit’i, Boyacı Vahit’i daha fazla anlatmayayım. O zaten işini iyi yapan biri olarak Sur İçi Dörtyol’da Saray kapıya yönünüzü döndüğünüzde hemen sağdaki köşede kaldırıma tezgâhı kurmuştur. Bir merhaba demeniz ve sizi tanıması yeterlidir.
Ömrün bereketli ve sağlıklı olsun sevgili Vahit, iyi ki bu kentte senin gibi onurlu ve duyarlı şahsiyetler var. Siyasette karar vericilerden olsaydım. Asla tereddüt etmez seni Sur Beldesinden Belediye Meclis üyesi olarak aday göstertir seçilmeni sağlardım. Çünkü bu kentin senin gibi bilge halk şahsiyetlerine o kadar ihtiyacı var ki!