Haber Analiz: Naci Sapan
TİGRİS HABER - 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin sonuçları üzerinden tartışmalar yoğunluk kazandı. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi, HDP ve YSP’de büyük çalkantılar gözlenirken, parti içi özeleştiriler gündemleşirken, sosyal demokrat, sol muhalefetin kaybettiği seçimlerden, muhafazakâr sağ kesimin genel anlamda kazançlı çıktığı yorumları ön plana çıktı.
Türkiye’yi 5 yıl yönetecek iktidar kanadı parlamento çalışmalarıyla birlikte, hükümet kurma çalışmalarını başlattı. Muhalefet ise parlamento görevi için hazırlıklar yaparken, diğer yandan parti içi eleştiri ve özeleştirilerle zamanı kullanmaya başladı. Eleştiri ve özeleştiri mekanizması elbette ki sadece sosyal demokrat ve sol muhalefeti temsil eden partilerde işlemeye başladı, çünkü kaybedenler onlar. Altılı masanın muhafazakâr-sağ ayağındaki partiler ise kazananlar hanesinde yer aldı.
Sağcılar istifa etti
AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerinden altılı masada yer alan, CHP listelerinden Milletvekili seçilen muhafazakâr sağ parti temsilcileri, bu kazançlarıyla kaybedenler listesinde değil. Zaten neden kaybedildiğinin cevabını vermeden, hesabını halka aktarmadan Milletvekili koltuklarına oturup, CHP’ye istifalarını sundular. Kendi partilerinin adı üzerinden yemin törenine katılacaklar.
CHP Genel Merkezi ve yöneticilerinin ‘Muhafazakâr sağ olmadan iktidara gelemeyiz’ yaklaşımının iflas etiğini sonuçlar üzerinden çok net gördük. Muhafazakâr sağ ve Milliyetçi kesimin, muhafazakâr sağ iktidara karşı muhalifliğinin direncini ölçüp biçmeden sunulan vekilliklerin CHP’de yıllarca emek verenlerin emeğinin çalınması olarak değerlendirildiğini CHP yönetimine hatırlatmakta yarar var.
Parlamento aritmetiği sınavı
CHP listelerine eli boş oturan, partilerine aldıkları Milletvekili hediyeleriyle dönen SP, DEVA ve Gelecek Partisinin CHP menşeli Milletvekillerinin parlamento aritmetiği gereksinimi söz konusu olduğunda, CHP ve YSP’ye destek verip vermeyeceklerini şimdiden çok merak ediyorum. Sağ muhafazakâr kimlikleri AK Partiye destek vermeleri için yeterlidir, öyle olacağına da ilerleyen zaman dilimi içinde tanıklık edeceğiz. Tek başlarına seçime girmiş olsalardı kesinlikle Milletvekili çıkaramayacaklarını bütün Türkiye biliyor olmasına rağmen, bir tek CHP yönetimi bunu bilemedi, çünkü parti içindeki ‘Baş danışman’ sıfatlı muhafazakâr-sağcıların yönlendirmesi sürecine teslim olundu.
Sol oylarla kazanan sağcılar
Özetle; hem iktidardaki hem de muhalefetteki muhafazakâr sağ kazandı, hem de sosyal-demokrat ve sol oylarla kazandırıldılar.
Cumhurbaşkanı seçimleri için hiçbir pazarlığı olmayan HDP-YSP’nin durumu ise çok yönlü analiz gerektiriyor. Cumhuriyet Halk Partisinin ‘utangaç siyaset’ tarzına rağmen Kürt seçmen kendi içinde verdiği söz tuttu, Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekledi. Ancak, seçim sonrasında o kesimde de içten içe kaynamanın, çatışmanın olduğunu görüyoruz. Özellikle Selahattin Demirtaş’ın parti içine yönelik eleştirilerinin ardından ‘Aktif siyaseti bırakıyorum’ açıklaması, o mahallede de çalkantının büyük olduğuna işaret ediyor. Seçim öncesi de tartışmalar vardı. Birinci turda Cumhurbaşkanı adayı çıkarılması konusunda görüşler sık dile getirilmesine rağmen, olmadı. Milletvekili listelerinde tanınan, bilinen isimlerin olmayışına yönelik eleştirilerin yanı sıra, seçmen nezdinde yeterli çalışmanın yapılamadığı eleştirileri seçim öncesi sık yapıldı, şimdi de tazelenerek devam ediyor. Türkiye İşçi Partisinin aday göstermesinin kayıpları da ayrıca HDP-YSP içinde ciddi tartışma konusu olarak kendini koruyor.
Değişim ve yenilenme atakları
Daha geniş, kapsamlı analizlere ihtiyaç var, ancak, CHP, HDP-YSP Genel Merkezlerinde büyük değişimlerin, yenilenmelerin olacağı sinyallerini görüyoruz. Özelikle seçime dönük politikalar, aday belirlemelerinin nasıl ve ne şekilde gerçekleştiği konuları tabanın ve seçmenin ciddi gündemi, elbette ki genel merkezlerinde gündemi.
İzleyip göreceğiz, daha geniş analizler yapacağız.
Ancak, hem Milletvekili hem de Cumhurbaşkanı seçimlerinin kazananı tek başına iktidardaki muhafazakâr sağ değil, aynı zamanda muhalefette izlediğimiz muhafazakâr-sağ kesim oldu. Hem muhafazakâr sağ kesimin hem de sol sosyal demokrat kesimlerin oylarını alarak kazandılar.
Kaybedeni yazıp afişe etmeye gerek var mı?