Seçim atmosferi giderek sıcak bir mecraya doğru almaya başladı ve partiler kalan zaman diliminde oy oranlarını artırmak için ciddi ataklar yapıyor. Diyarbakır ve bölge genelindeki çalışmaları şöyle bir gözden geçiriyoruz.
İşin özü şu; mevziler görünür, saflarda ise belirgin bir durum var. Adaylar ve partiler seçimi kazanacakmış gibi bir çalışma temposunun tetiklediği bir ruh haliyle seçmenleri etkileme çabası içinde. Zaten siyaset ve siyasetçi kurumu zayıf olduğu alanlarda bile kazanmama kurgusu üzerinden politik bir davranış biçimi sergilemez. Politikacı için seçimler ‘kazanmak’ içindir. O inanç ve gaye ile seçimlere girer, bunun için mücadele ederler.
Biri genelde diğeri yerelde iktidar olan AK Parti ve BDP bulundukları konum ve güç açısından seçime giren diğer partiler karşısında daha yukarıda bir pozisyonda duruyor. İki partinin güçlü hatta çok güçlü oldukları alanlar var. İktidar olmanın verdiği güven ve güç, iki partinin de siyasi manevra alanlarına katkı sunuyor. Seçim propagandalarını daha güçlü ve yüksek sesle yapma imkânına sahipler.
HÜDA-PAR’ın konumunu bu aşamada değerlendirmekten yana değilim çünkü ilk kez bir seçime giriyorlar. Bu nedenle yerel seçimlerde alacakları oy oranı ile mevcut durumlarını ve gelecekteki siyasi konumlarını değerlendirmek daha doğru olur diye düşünüyorum.
Gelelim Cumhuriyet Halk Partisine. TBMM’de ana muhalefet partisi olmasının yanı sıra büyükşehirlerde belediyeleri kazanma yarışı içindeler. Ancak, Kürt illerinin hiç birinde güçlü bir örgütlenmeye sahip değiller. Kazanma ihtimalinin hiç görünmediği alanlarda bütün bunlara rağmen kazanacakmış gibi seçime hazırlık yapılır mı?
Siyasetteki ilginçlik de bu noktada başlıyor. Siyasetçi kazanacakmış gibi çalışma yaparken, diğer yandan da kendi içinde ‘kazanamasam da oy oranını artırırım’ mantığı ile yoluna devam ediyor. Diyarbakır CHP’de böyle bir durumu gördüm. ABD heyetinin ziyareti sırasında il binasındaki hareketliliği, canlılığı, birde seçim çalışmaları için hazırladıkları propaganda otobüsünü gördüm.
İl Başkanı Muzaffer Sayın’a soruyorum; ‘Böyle bir otobüs gereklimiydi’ diye. ‘Evet, gerekliydi, olması gereken budur. Kazanma ihtimaliniz yoksa dahi ciddi hazırlık içinde olmak seçime ve seçmene saygıdır. Otobüsümüzle kent merkezinde ve ilçelerde CHP’yi anlatacağız. Genel seçime hazırlık yapacağız ’ diyor. Bütün olumsuz koşullara rağmen Diyarbakır’daki oy oranlarını bir önceki döneme göre ikiye katlayacaklarına ve Çüngüş ilçesini de kazanacaklarına inanıyor Muzaffer Sayın.
Ne diyelim? Siyaset sabır, inat ve inanç işidir.