Demokrasi, sadece çoğunluğun yönetimi değil aynı zamanda çoğulcu bir yönetim şeklidir. Çünkü çoğunluğun temsiline dayalı bir yönetim çoğunluk diktası da olabilir.
İleri demokrasi, çoğunluğun yönettiği, azınlıkta olanların ise, yönetimin keyfiliklerine karşı korunduğu bir rejimdir.siyasal iktidarların sınırlandırılması ve özellikle de bağımsız bir yargı denetimi, çağdaş liberal demokrasinin vazgeçilmez öğelerindendir. siyasal iktidarların üzerindeki yargı denetimi, azınlıkta olanların korunmasını, bireysel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasını sağlar.
Seçim, özgürlük ve bağımsız yargı Demokrasinin evrensel nitelikli üç temel öğesidir. İktidarlar her siyasal sistemde vardır ama “muhalefet“in yasal olarak tanındığı, güvence altına alındığı ve seçimle iktidarı elde etme fırsatı verildiği sistem demokrasidir.
Özgürlüklerin içinde de, demokrasinin işlenmesi açısından, haber alma, düşünce ve örgütlenme özgürlükleri ön sırada gelir. Özgür bir haber alma ortamı yoksa, insan özgür bir biçimde düşünemez.
Düşünme özgürlüğü, öncelikle yönetenlerden farklı düşünebilme özgürlüğüdür. Kendisine yöneltilen yanlı bir bilgilendirme, düşüncenin çerçevesini çizer ve düşünce özgürlüğünü ortadan kaldırır. Ama tek başına Özgür düşünebilmek, anlatım ve örgütlenme özgürlüğü ile birlikte olmadığı zaman, fazla bir ağırlık taşımaz. Bu durumda “özgür muhalefet“ in varlığından söz edilemez.
İktidarların sınırlandırılmasının ve bu sınırın bağımsız yargının denetimi ve güvencesi altında olmasının önemi ise açıktır.
Çoğunluğun oylarına dayalı bir sistem, eğer bugün için azınlıkta kalan ve yarın çoğunluk haline dönüşebilecek olanların haklarına saygı göstermiyorsa demokratik bir sistemden söz edilemez.
Seçim, halkın ülke yönetimine katılmasının ilk ve vazgeçilmez koşulu ise Demokratik seçimin ilk iki önemli koşulu farklı şeyler arasında seçim yapabilme hakkı ile genel ve eşit oy hakkıdır. Sadece benzerler arasında seçim yapabilmeye olanak tanıyan bir tercih hakkı, demokratik olmadığı gibi; bazılarının oylarına daha çok, bazılarının oylarına daha az temsil hakkı tanıyan, toplumun bazı kesimlerinin çıkar ve düşüncelerinin temsiline olanak bırakmayan bir seçimin demokratikliği de tartışmalıdır.
Demokrasinin işleyebilmesi için, toplumda farklı çıkarlara ve dolayısıyla farklı görüşlere sahip bulunanların örgütlenebilmeleri ve görüşlerini barışçı yollardan rahatlıkla savunabilmeleri gerekir. Farklı çıkarlar arasında barışçı bir denge, ancak bu çerçeve içinde kurulabilir. Toplumsal barış da, rejimin istikrarı da, bu dengenin kurulabilmesine bağlıdır. Eğer toplumdaki bazı kesimlerin örgütlenebilme ve çıkarlarını barışçı yollardan savunma olanakları kısılırsa, çarpıtılmış, hakça olmayan bir denge ortaya çıkar. Sonuç, toplumsal huzursuzluklar ve patlamalar olur.
Evet Demokrasi, farklılıkların birlikte yaşama biçimidir. Çoğulculuk, sayıdan çok farklılıktan kaynaklanır. Bu nedenle de çok partinin varlığı, gerçek bir demokrasi anlamına gelmeyebilir. demokrasinin amacı, farklılıkları yok etmek değil, uzlaştırmaktır. Pascal, yanlışın, gerçeğin tersi değil, zıt bir gerçeğin unutulması olduğunu söylemiştir. demokrasi, zıtların bir arada bulunması zorunluluğundan kaynaklanır. Karşıtların birbirlerini yok etmeleri değil, tamamlamaları gerekir. demokrasi bu nedenden dolayı uzlaşmayı zorunlu kılar. Uzlaşmasız yaşayamaz! uzlaşmasız bir toplum sosyal huzursuzluk demektir.
Zira Demokrasi, bir denge ve uzlaşma rejimidir. Denge olmadan uzlaşma zaten olmaz. Ancak birbirlerini dengeleyebilecek güçler, uzlaşmayı zorunlu kılar.
Hak ve özgürlükler, toplumda çatışma çıkmasını kolaylaştırmazlar, var olan çatışmaların yumuşayıp “meşru“ bir düzeye aktarılmasına yardımcı olurlar. Örneğin Batıda işçi sınıfı, kendi çıkarlarının savunulmasını kolaylaştıracak yasal olanaklara kavuştukça, şiddete dayalı yöntem ve amaçlardan uzaklaşmış, barışçı bir güç olmuştur. Oy hakkını, örgütlenme özgürlüğünü, grev ve toplu sözleşme haklarını aldıkça, demokratik rejimin güvencesini oluşturan temel güçler arasına katılmıştır.
Siyasal, toplumsal ve ekonomik iktidarlara halkın ne kadar geniş bir bölümü katılabiliyorsa; siyasal, toplumsal ve ekonomik demokrasiler de o ölçüde ileri bir nitelik taşır.
İleri demokrasi ise sosyal refah ve mutlu bir gelecek demektir.