Çok enteresan bir dönem yaşıyoruz.
‘Seçimle gelen seçimle gider’ cümlesi her düzeyde, her ortamda sıklıkla ifade edilir.
Demokrasinin olmazsa olmazı olarak sloganlaşan bu cümle, hem iktidar hem de muhalefet, aynı zamanda onların da varlık nedeni olan halk, yurttaşlar topluluğu tarafından da teyit edildiği halde;
İnsanlar birbirlerine soruyor, bize de soruyorlar;
‘Bu iktidar gider mi, gitmez mi?’
Böylesine yoğun bir tartışma atmosferinin içindeyiz.
Gider mi gitmez mi?
Bırakır mı bırakmaz mı?
Kaybetseler de bırakmazlar!
İktidarların gelişinin de gidişinin de anahtarı olan sandık, dolayısıyla demokraside ifadesini bulan halkın iradesine rağmen, vatandaşın yaptığı bu analizin, bu sohbetin hitap ettiği nokta, ürkütücü, sıkıntılı, diktatörlüğü anımsatan bir durum olarak çıkıyor karşımıza.
Kaldı ki Sayın cumhurbaşkanının kendisi de defalarca ‘Seçimle gelen seçimle gider’ ifadelerini kullandığı halde, ‘Bırakmaz, gitmez’ gibi ifadeleri bugünlerde sıklıkla duyuyor olmamız, demokrasimiz açısından son derece tehlikeli bir duruma hitap ediyor. Bunun yanı sıra, kendimize, demokrasimize (eksikliklerine rağmen) inancımız olmadığı anlamına gelir ki, en tehlikelisi de böyle bir tartışmayı sürekli gündemde tutmaktır.
*
Sürekli ne olur, ne olacak gibi, aslında bir miktarda çatışmalı zemine yol açacak türden felaket senaryoları üretme konusunda maharetlerini ortaya döken bir kesimi bazen ikna etmek de zor oluyor.
Sandık, seçmen, seçim diyoruz, yine ikna olmayanlar var. Başta İstanbul olmak üzere Büyükşehir Belediyeleri el değiştirdi de bir şey mi oldu? Yılların getirdiği iktidar alışkanlığı bir refleks olarak ‘direnmeyi’ ön plana çıkarsa da bunun Ortadoğu ya da Afrika ülkelerinde olduğu gibi kalıcı bir direnme olmayacağını laik Cumhuriyetin 100 yıllık yurttaşları olarak çok iyi bilmek durumundayız. Demokrasiye inananlar, bizler; felaket senaryosu yaratma konusunda mahirleşen bazı grupların özellikle son dönemlerde piyasaya yaymaya çalıştıkları ‘korku’ atmosferinin yer etmesine izin vermemeliyiz.
‘Sandıkla gelen sandıkla gider, seçimle gelen seçimle gider, ya da seçimle gelen seçimle kalır’ düşüncesinin, anlayışının dışında başka da bir anlayışın kabul edilemez olduğunu etrafımız ile her fırsatta paylaşmalıyız.