Sandık güvenliği, yurttaş sorumluluğu

NACİ SAPAN
Seçim günü yaklaştıkça, hem sandık hem de seçim güvenliği ile ilgili tartışmalar da yoğunlaştı. Yurttaş, sandık güvenliğinden endişeli; çünkü görev almak için yapılan başvurular var, özellikle kabul edilmedikleri yönünde ciddi iddialar da var.
Sadece Diyarbakır’ı konuşalım, bakalım durum nedir?
İddia çok ciddi, ancak aynı zamanda tedirgin edici.
Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube Eşbaşkanı Zülküf Güneş, sandık kurullarında görev almak için başvuran KESK üyelerinin isimlerinin listelerden silindiğini, bu nedenle sandık güvenliğinin risk altında olduğu uyarısında bulundu.
İnsanlar neden tedirgin?
Tedirginlik sadece Diyarbakır ile sınırlı değil, Türkiye genelinde böyle bir tedirginlik var. İktidara ve aparatlarına olan güvensizlik, demokrasilerin vazgeçilmezi ve en önemli aracı olan sandıkları tartışma konusu yaptı.
Daha önceki seçimler öncesinde ve sonrasında da bu tür iddialar her zaman söz konusu olurdu, ancak, bu seçimdeki tartışmalar, iddialar, tedirginlik çok başka bir şey. İktidar kanadının ‘çatallı’ dili, saldırgan tavrından yansıyan açıklamalar, kullandıkları terimler, dolayısıyla yurttaşı tedirgin ediyor.
‘Korku iklimi’ üzerinden iktidarlarının devamını sağlamaya çalışmanın tedirginliğinden kaynaklı saldırgan tavrın seçim tarihine kadar devam edeceğini biliyoruz. Amaçları, tedirginlik yaratmak, korku salmak, bu yöntemle gideni, gitmekte olanı geri çevirmek.
İddialar devam ediyor; KESK, Diyarbakır’da 40 bin üyesinin bulunduğunu, yapılan başvurulara rağmen, görev verilen üye sayısının parmak sayısı kadar olduğunu açıklıyor. Tedirginlik, bunun için.
Ayrıca, sur ve Yenişehir ilçelerinde görev için başvuru yapan KESK üyelerinin isimleri listeden çıkarılmış. Yedek listelere dahi yazılan yok. İktidarın, seçim sürecini kendi kontrolüne almaya çalıştığı aşikâr. Diyarbakır’da günler öncesinden gerçekleşen operasyonlar bu nedenleydi. Seçim, sandık güvenliği ile ilgili çalışma yapacak olanlara yönelik gerçekleşen operasyonlar açığa çıkmasına rağmen, ısrar da devam etmek demokrasiye darbedir.
Seçim tarihini darbe günü olarak telaffuz eden iktidar kanadının, demokrasiyle özdeşleştirilmesi gereken süreçleri bu tanımlar üzerinden hiçleştirme gayreti içine girmesini de kendilerine özgü içsel tedirginlik, bir korku olarak değerlendiriyorum. Gece yarısı mezarlık içinden geçerken korkmadığına dair ‘Islık çalma’ mesajı gibi bir durum aslında.
Yansıttıkları korku, tedirginlik, onlarda var olanın yansımasıdır. Halkı korkutmak, sindirmek gayretleri boşa çıkacak. Yurttaş bilinci denenmek istenen hiçbir şeye izin vermeyecektir. Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformunun seçim sürecini takip etmek için Seçim Gözlem Merkezi oluşturma çalışmaları da yurttaşlık bilincinin sorumluluğunun devrede olduğuna dair güzel bir örnek olacak.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.