Sanayi siteleri-taşınma-iş güvenliği

NACİ SAPAN
Bir patlama oldu, beraberinde farklı tartışmaları, görüşleri ve çözüm önerilerini gündeme getirdi.
Diyarbakır 3.sanayi sitesindeki patlamanın bilançosu;
1 ölü, 10 yaralı ve savaştan çıkmış görünümlü bir işletme oldu.
Aradan bir zaman geçince patlamanın neden-sonuç ilişkisi, Küçük Sanayi Sitelerinin kent merkezlerinde faaliyetlerine devam edip etmemesi meselesi tartışmaya açıldı. Kuruldukları dönem kent dışındaydılar, ancak süratli ve çarpık kentleşmenin hızına yenilerek merkezde kaldılar.
Bu nedenle, bir süredir Küçük Sanayi Sitelerinin kent merkezi dışına taşınması yönünde çalışmalar yapılıyordu, ancak bir mesafe kaydedilememişti. Bu patlama ile birlikte taşınma meselesi yeniden gündemleşti. Ancak, sadece patlamanın kendisi gündemleştirilerek taşınmanın gerekliliği üzerinde duruldu. DTSO ve DESOB patlama sonrası yaptıkları açıklamalarda, sanayi sitelerinin kent dışına taşınması yönünde niyetlerini yenilediler.
Neden-sonuç ilişkisi sadece patlama ile izah edilemezdi, nihayet meseleye farklı bir bakış açısıyla, yani olması gereken pencereden bakan birileri konuya daha bilimsel bir mevzi kazandırdı. DESOB ve DTSO Başkanlarının patlamadan sonra, ‘KSS’ler kent dışına taşınmalı’ açıklamalarının tersine Diyarbakır Eğitimi İzleme ve Reform Girişimi Direktörü Prof. Dr. Aziz Yağan, “Sanayi sitesinin taşınması sorunu çözmez, iş güvenliği önemli” dedi.
Benim tam da beklediğim farklı bakış buydu.
Taşınmanın ötesinde ortada bir de iş güvenliği meselesi var.
Neden-sonuç ilişkisinin kendini tam da ifade ettiği yaşamsal şifre buydu, ‘İş güvenliği’.
DESOB ve DTSO’nun da taşınma ile birlikte iş güvenliği meselesini gündemleştirmesini beklerdim. Bu konudaki eleştiri hakkımı saklı tutmuyorum, açıkça ifade diyorum.
Taşınsalar bile, iş güvenliği yok ise, gittikleri yerlerde de patlamalara maruz kalabilir insanlar. 
Taşınmaktan çok, iş güvenliği meselesini anlamak için Prof. Dr. Aziz Yağan’ın açıklamasına özet bir bakış fırlatmakta yarar var.
Ana başlıkları ile ne diyor Yağan, ona bakalım;
*Birkaç yıl önce işveren, işçi, meslek çeşitliliği, niteliği ve gereksinimler açısından meslek liseleri ve meslek edindirme programları üzerine alanda yaptığımız ön incelemelerde işyerlerinde iş güvenliği ve ortam sağlığı açısından sorunlar tespit edildi. Son yaşanan üzücü olay da aynı problemlerin sürdüğünü göstermektedir.
*Sanayi sitelerini kent dışına çıkarmakla bu kazaların önünü almak mümkün değildir. İSG resmi prosedörü açısından işyerinin evrak eksiği olmamasına dikkat edilmekte ancak, evrakta belirtilenle iş yerlerinde var olanın uyuşmasında eksiklikler olabilmektedir.
*İş yerlerinde uyarıcı levha yok. Sadece sanayi siteleri değil hemen her iş kolu işyeri güvenliği açısından ciddi ve periyodik denetimden geçirilmelidir.
*Valilik, belediye ve ilgili resmi kurum ve STK’ların birer üyesinden oluşacak komisyon gruplar kurarak denetim süreci başlatabilir.
*iSG denetim kurumlarının amacı iş yerlerindeki birincil ve ikincil kazalara, yaralanma ve can kayıplarına engel olmaktır. Bu kurumlar kazaları önleyici önlemleri hayata geçirmekte kararlı olursa işyeri kazalarını önlemekle övünebilir ancak henüz öyle bir noktada değiliz. İşyerinde güvenlik problemi varsa İSG’nin sorumluluğu da sorgulanmalıdır.
Bununla birlikte eğitimin de şart olduğu vurgulanıyor.
Evet.
Eğitim şart.
Bütün alanlarda, hatta hayatımızın her anında.
 
 
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.