Uluslararası literatürde savaş, politikanın başka araçlarla devamıdır. Bir çıkar çatışmasıdır. Bir sanatçı için ise savaş, insanlık suçudur. Hiçbir gerekçesi olamaz. Günümüz dünyasında bütün savaşların sorumlusu, ister bölgesel ister büyük çapta olsun, öncelikle Amerika, Rusya ve Çin’e aittir. Tabii bu günahta G-7’lerin, AB’nin, NATO’nun ve BM’nin de payı var. Halkların özgürleşmesi gerçekleşmezse, çıkar dürtüsüyle bazı ülkelerdeki karanlık güçlerin, güruhların iktidarına göz yumulursa, ülkeler arasında ve ülkelerin kendi içinde nispi de olsa bir eşitlik sağlanamazsa, insanlığın adalet duygusu onarılmazsa, yoksulluğun ve cehaletin önüne geçilemezse, bu kara noktalar, bu ölümcül noktalar, dünyanın başına daha çok iş açacak demektir. Çünkü savaşın önüne, insanların ve toplumların yitirmekten korkacağı değerler oluşturularak geçilir. Yani çözüm, üretim toplumu olmaktan geçer. Anahtar sözcükler ise demokrasi ve toplumsal refahtır. Daha çok özgürlük ve adalettir. Zaten yaşamayan, yaşamasız insanlar ve toplumlar; eşitsizliğe, adaletsizliğe kin büyütürler. Uluslararası dayanışma ve adalet duygusuyla yıllar içinde oluşmuş yaralar, hızla iyileştirilebilir. Savaşı lanetleyerek çiçeklerin incinmeyeceği bir dünya diliyorum.
(19-26 Kasım 2001 / OBJEKTİF)
AŞKI OLMAYANIN ŞİİRİ OLMAZ(Gazete ve Edebiyat Dergileri yazıları 1994-2015)
J&J Yayınları Eylül 2018
Savaşın olmadığı; adaletin, özgürlüğün, eşitliğin, üretim ve paylaşmanın olduğu; refah ve ferah bir toplumda, kahkaha sesleri eşliğinde bir hayat diliyorum. Güzel şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı’nın dediği gibi: “Olursa bir şikâyet, ölümden olsun!” Bu inançla paylaşıyorum şiirimi.
IŞILTILAR İÇİNDE
Bizim dansımız başlar
Her şey susar
Kıvrak bir ezgi kaplar havayı
Bir özlem infilağı
Sevinç ışıması
Gözü pek kahkahalar tutar dünyayı
Saat mutluluğa gelir
Dansımız başlar
Birikimini âşkın, toparlar doğa
Bütünler güzelliğimizi
Eşlik eder kabarcık gülüşleriyle
Nisan yağmurları
Felç iner hırsından üremesine karamsarlığın!
Gökkuşağı çalar çok renkliliğiyle
Yüzümüz ışıltılar içinde
Sözcükler ağaçlara tırmanır
Çiçek olur
Kuşların yeşil sofralarında şölen
Erişir dehâ ırmağımız deli sulara
Yüreklerimiz, sallanan bir mendil elimizde
Duyarlılık konfetileri serpilir dünyaya
Bizim dansımız başlar
Evren uğuldar
Gökyüzü âşka gelir
Kesilmez bir şarkılar duşu altında
Gelin olur çiçeği burnunda dünya
Duvağını ilk şairler kaldırır
Şairler öper
Başlar şiirler alkışlamaya
Âşkımızın dansı sürer
Yiter yıldız uzaklığı Işık yılları silinir
Sonsuzluğun dudakları belirir ufkumuzda
1981
AMED’İN KELEBEĞİ (J&J YAYINLARI-EYLÜL 2018)
Köpüklerini yitirmeyen, akasyalı sular güzelliğinde bir hayat diliyorum. Nasılsa insanoğlu hep kendinde olmayanı dilermiş! Barışın ve mutluluğun ağız tadıyla yaşanacağı günler dileğiyle sevgiler, saygılar…
Aydın ALP Ekim 2019