Adam on altı yaşındaki kızını, sekiz katlı binanın terasından aşağı atmıştı.
Aile kızın kendisini aşağı attığını ifade ettiği için, kimse suçlanmamış ve olay bir intihar vakası olarak kayıtlara geçmişti.
Olayın gerçek yönünü bilen bir aile yakınının babaya ”kızını neden aşağı attın?” sorusuna, baba “O..spuluk yaptığı için” demişti!
Aile yakınının “sen bunu nereden biliyorsun, kendin şahit oldun mu?” sorusuna, babanın cevabı “ bana bir erkekle beraber dolaştığını söylediler” şeklinde olmuştu!
Kadını korumaktan aciz, erkek egemen bir toplumda, bir kadının yaşayabileceği son nokta olan bu olayın temel düşüncesini vurgulayan ve yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen hayatta kalabilen bir kadının da söylemleri aşağıdaki gibiydi!
“Hayatım boyunca erkeklerden travma, taciz ve duygusal acı çektikten sonra, çoğunu geride bıraktım. Neredeyse 15 yıl oldu ve çok daha mutluyum. Her gün huzur içindeyim. Keşke bunu genç bir kadınken, ergenliğimde ya da 20'li yaşlarımın başındayken bilebilseydim. O zaman çok fazla travma yaşamaz ve yara izi taşımazdım.”
Coğrafyamızda kadını meta olarak gören insanoğlunu Yaradan, “Sizi eşler (çiftler) halinde yarattık” (78/8) ayeti ile bilgilendirip, insanların yeryüzünde huzur ve sükûn içerisinde yaşamaları ve nesillerini devam ettirmeleri için, onları erkekli kadınlı çiftler olarak yarattığını ifade etmemiş miydi?
Fiziksel olarak uzak ama 1950’lerdeki Kore savaşından dolayı gönüldaş olduğumuz Güney Kore’deki kadınlar da, coğrafyamızdaki kadınların yaşadıklarının benzeri olay ve yaklaşımlara tepki olarak, bundan sekiz yıl önce örgütlenip 4B hareketini başlatmışlardı.
Korece Biyeonae-Biseksehu-bihon-bichulan kelimelerinin baş harflerinden oluşan 4B hareketinin mesajları, “Erkeklerle flörte, cinsel ilişkiye, evlenmeye ve çocuk doğurmaya hayır!” şeklindedir.
ABD’de Trump yeniden başkan seçilince, Güney Kore’deki 4B hareketi de yeniden popüler oldu.
Çünkü Trump önceki başkanlık döneminde kürtaja karşı çıkmış, cinsel saldırı ve cinsel istismar suçlaması ile hüküm giymiş erkek suçluların cezalarını da paraya çevirmiştir.
Yeniden başkan seçilen Trump’ın bilinen bu siyaseti, kadınlar ve onların oluşturduğu sivil örgütler vasıtasıyla, 4B hareketinin yeniden gündeme ve sosyal medyada popüler hale gelmesini tetiklemiştir.
Yaklaşık her gün, televizyonların akşam haberlerinde duymaya alıştığımız taciz, tecavüz ve kadın cinayetlerinin önüne geçilmez ise sosyal medya meraklısı ülkemizde de 4B hareketinin görülmesi ve yaygınlaşması mümkündür!
Bir ülkenin hayatta kalabilmesi için yeni doğanlara ihtiyacının olduğu ve ülkenin kendi nüfusunu koruması için doğurganlık oranının en az 2,1 olması gerektiği bilinmektedir.
4B hareketinin yaşandığı Güney Kore’de doğurganlık oranı, dünyanın en düşük oranı olan 0,7 olup, BM değerlendirmesine göre, 51 milyon insana sahip Güney Kore nüfusunun, bu yüzyılın sonuna doğru yarı yarıya azalacağı tahmin edilmektedir.
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de de doğurganlık oranları 2001 yılında 2,38 iken, son yirmi yıl içinde gerileyip 2,1 kritik oranının altına düşerek, 2023 yılında 1,51 olarak gerçekleşmiştir.
Günümüz ekonomik ve sosyal koşulları ile evlenme zorlaşmışken, kadına bakış açısı da değişmez ise üç çocuk yapın demekle çocuk olmayacağı gibi, toplumumuzda henüz 4B benzeri hareketler olmamasına rağmen, azalan doğurganlık oranı ile de ülke nüfusunun gittikçe azalacağı aşikârdır!
Sevgili Şener Şen ile sevgili Müjde Ar’ın başrollerini paylaştığı, Köyün erkeklerinin maço davranışları ve zorbalığına başkaldırarak örgütlenip, erkeklerle cinsel ilişkiyi boykot eden kadınların öyküsünün yer aldığı, “Şalvar davası” filminin benzeri olan 4B hareketlerinin, dünyada ve ülkemizde yaygınlaşması, toplumsal felaketlerin habercisi olacaktır.
Hâlbuki toplumda kadın, Hemşehrimiz M.Kadri Göral’ın “Diyarbakırlı bir annenin oğluna mektubu” şiirindeki ifade ile değer bulur ise ne 4B, ne de şalvar davası söz konusu olur.
“……..
Ehsan! biliyem eyisen hoşsan
Her şeye çabuh kızisan
Kızanda da alalo* gibi kabarisan
Oğlum! asebi erkegin kahri çoh olur
Kahır çeken kari zor bulunur
Onun için karilarin hamuri sabırnan yoğrulmuştur.
Onlar hanımdır
Onlar hatundur
Onlar sultandır
Onların mekânı Cennet-i ala’dır
Onlar ışıhtır
Onlar nurdur
Onlar Yüce Allah’ın erkeklere bir lütfudur.”
*Alalo: hindi