Görülmeyen düşman koronavirüs Covid-19 dünyada hiçbir gücün tek başına yapamayacağını yaptı. Ekonomiden siyasete kadar bir dizi sonuçlar ortaya çıkaracak bir deprem etkisi yarattı.
Global dünyayı yöneten, dünyayı birkaç kez yok edecek silahlara sahip olan küresel güçlere bile boyun eğdirdi. Korkusundan çok sayıda ülke yönetimi karantina uygulamak zorunda kaldı. İnsanlar evlerine kapanmak zorunda kaldı.
Bizler de evden dışarı adım atamaz olduk. İşler güçler bir tarafta kaldı. Yaşamımız adeta dört duvar arasına sıkıştı. Çoluk çocuğumuzla aramıza sosyal mesafe koyduk. Dostlarımızla tokalaşamıyor, sevdiklerimize sarılamıyoruz. Karşılıklı oturup sohbet etmeyi bile virüs sonrasına erteledik.
Şimdi herkesin kafasında normal yaşama ne zaman döneceğiz sorusu takılmaktadır. O günü herkes iple çekiyor. O günlere ilişkin hayal kuranlarımız da az değil. Geçmişte oturup çay içtiğimiz, sohbet ettiğimiz mekânlar gözlerimizde tütüyor. Bu özlemlerimize rağmen bu süreç biraz daha zaman alacakmış gibi görülüyor. Çünkü salgın küreselleştiği için; ancak küresel düzeyde yenilgiye uğratıldığı zaman; dünya da biz de rahatlayacağız, derin bir ‘ohh!’ çekeceğiz.
Covid-19 virüsünün bizi evlere hapsettiği bu günler; şimdiden tarih olmaya başladı; ‘Karantina Günleri’ olarak kayıtlara geçti.
Bilim ve teknolojinin bu kadar geliştiği, mikro icatların yapıldığı, uzayın derinliklerinin gözlemlenebildiği, Mars’da yaşamak için sıraya girildiği bir yüzyılda dünyanın başına bu bela geldi.
Dünyayı tiken üstünde hop oturtup hop kaldıran, gözle görülmeyen bu düşman dünyayı adeta bir sınavdan geçirdi.
Toplum sağlığı konularında dünya, devlet ve sağlık kuruluşlarının yapılanmalarını ve hazırlık durumlarını test etti. Ve en önemlisi de sosyal devletin ne olduğunu, yapılanmasını ve önemini bir kez daha ortaya çıkardı.
Virüsü yenmek için ülkeler düzeyinde laboratuarlarda yoğun bir çalışma yürütülüyor. Bilimsel çalışmaların bu kadar geliştiği günümüz dünyasında geçmiş pandemilerde olduğu gibi çok büyük zararlar veremeyecektir. Bu mücadele sonunda virüs yenilecektir.
Ancak salgının insan hayatını tehdit etmesinin yanında hayatı durdurduğu, üretimler yapılamadığı için kayıplar oldu ve ekonomiler krize girdi. Üretimlerin ciddi düşüşünden dolayı dünyada birçok işletme iflasın eşiğine gelecektir. Ekonomistler şimdiden bu sorunları aşamayan geri kalmış ülkelerde, ciddi gıda ve beslenme sorunlarının ortaya çıkacağını ve vereceği zararların virüsten daha yıkıcı sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekmektedirler.
Dünyayı yöneten büyük devletler ve şirketler bu krizden kendilerine bir kazanç yolunu bulacaklardır. Genelde olduğu gibi krizin faturası yine ağırlıklı olarak; gelişmekte olan ülkelere, yoksullara ve emekçilere çıkacak; kapitalizmin büyüme, fırsatlar yaratma becerisi sonucu, krizi yine fırsata çevirmesini bilecektir. Kısacası; hem virüsün saldırısından hem de sonuçlarından en fazla etkilenen yine yoksullar olacaktır.
Mümin Ağcakaya