TİGRİS HABER - Güzel, olaya ilişkin gerekli hukuki süreçlerin yürütülmediğini belirterek: “Tam 10 yıl önce 28 Aralık 2011 tarihinde Şırnak’ın Uludere İlçesi Roboski köyünden olan 17’si çocuk 34 yurttaş Türk Silahlı Kuvvetlerine ait F-16’lar ile bombalanmış, 34 kişi burada katledilmiştir. Bu katliam sonrası yapılan ilk açıklama “operasyon kazası” olmuştur. Bu operasyon emrini kimlerin verdiği, sorumluların kimler olduğu ise henüz açığa çıkarılmamış, adalet ne hukuki ne toplum vicdanında sağlanmamıştır” dedi.
Güzel, Araştırma Önergesinde, geçen 10 yıllık süreçte sorumluların yargılanmadığını “Roboski’ye Adalet” diyen aileler ve yaşamını yitiren kişilerin yakınlarının yargılandığını ifade etti.
Meclis’e sunulan araştırma önergesinde şu ifadelere yer verildi:
“İtirazlar reddedildi”
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Roboski’de yaşananların ardından “Bu olay Ankara dehlizlerinde kaybolmayacak” demiş, olayın aydınlatılacağını belirtmiştir. Fakat geçen 10 yıllık süre içerisinde sorumlular yargılanmadığı gibi Bu süre içerisinde katliama dair Şırnak Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma yetkisizlik gerekçesi ile Diyarbakır Özel Yetkili Başsavcılığı’na gönderilmiştir. Fakat burada Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı dosyaya kısıtlama kararı getirmiş, görevsizlik kararı verilerek dosya Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderilmiştir. Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı 8 aylık soruşturma sonrasında ‘Gerek şüphelilerin gerekse olayda görev yapan diğer TSK personelinin eylemleri hakkında kamu davası açılmasını gerektiren sebepler bulunmadığı’ kararına varmış ve takipsizlik kararı vermiştir. Bu karara dair yapılan itirazlar ise reddedilmiştir.
“Gidiş-gelişler karakolun bilgisi dahilinde”
10 yıl önce yaşanan bu katliamda hayatını kaybedenlerin hepsi sivil yurttaşlardı. Ailelerin de ısrarla belirttiği gibi bu köylüler ilk kez sınırı geçmiyor ilk kez sınırın öte tarafına gitmiyorlardı. Aileler bu gidiş-gelişlerin karakolun bilgisi dahilinde olduğunu, burada bir sınır hareketliliği olduğunu sorumlu karakolun da yıllardır bildiğini belirtmiştir. Fakat buna rağmen “operasyon kazası” diye niteleyip son derece yaralayıcı kavramlarla olayın üstü kapatılmaya çalışılmış, sorumlular “devlet sırrı” denilerek saklanmıştır. Anayasa Mahkemesine ailelerin yaptığı başvurulara iktidar katliam için “meşru ve orantılıdır” şeklinde savunma yapmış, katliamdan hicap değil haklılık çıkarılmıştır.” (Haber Merkezi)