Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde 28 Aralık 2011'de TSK'ye ait savaş uçakları tarafından katledilen 34 yurttaşın aileleri, her hafta gerçekleştirdikleri "Perşembe Değerlendirmesi"ni bu hafta Diyarbakır Barosu Adli Yardım Bürosu'nda gerçekleştirdi. 100'üncü hafta değerlendirmesine Roboskili ailelerin yanı sıra Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Diyarbakır Barosu eski Başkanı Mehmet Emin Aktar, BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, İHD Diyarbakır Şubesi yöneticisi Rahşan Bataray Saman ve çok sayıda avukat katıldı. Roboski katliamında yaşamını yitirenlerin aileleri, katliamda yaşamını yitirenlerin resimleri ile "Roboski'ye adalet" dövizi taşındı. Haftalık değerlendirme öncesi açıklama yapan Veli Encü, Şırnak'tan Diyarbakır'a geldikleri sırada yolda oluşturulan arama noktalarında askerlerin araçlarını aradığını ve arabada bulunan pankart ile katliamda yaşamını yitirenlerin resimlerinin "suç teşkil ettiğii" ve "halkı provokate ettiği" yönünde söylemlerde bulunulduğunu belirtti. Yaklaşık bir ay önce Başbakan Erdoğan'la yaptıkları görüşmeye de değinen Encü, Başbakan'ın sadece kendilerini dinlediğini, görüşme boyunca çelişkili açıklamalarda bulunduğunu vurguladı. Encü, Türkiye'de adaletin Roboski olduğunu ifade ederek, hergün Roboskili aileler olarak haksızlığa uğradıklarını ve hergün farklı cezalara maruz kaldıklarını dile getirdi.
'Roboski katliamının failleri 2 yıldır adalet önüne çıkarılmadı'
Ardından konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, 28 Aralık 2011 tarihinde gerçekleşen Roboski katliamının faillerinin 2 yıldır adalet önüne çıkarılmadığını ifade ederek, adil bir soruşturmanın ve insan haklarına uygun bir cezaya çarptırılması için bir an önce katliamın faillerinin ortaya çıkartılarak adalet önüne çıkarılması gerektiğini söyledi. Binlerce "Faili mechul" dosyanın adliye raflarında beklediğini aktaran Elçi, bölge de binlerce insanın adalet beklediğini, ancak bu adaletin bir türlü gerçekleşmediğinin altını çizdi.
'Roboski, devlet için bir samimiyet testidir'
Bölge de tarihin tekerrür ettiğini belirten Elçi, Roboski katliamının faillerinin gerçek anlamda soruşturulmadığını ifade ederek, "Bu katliamın soruşturulması askeri mahkemeye sevk edildi. Bu katliamın askerin yaptığı varsayılırsa askeri mahkemenin adil bir karar vermesi olanaklı değildir. Bir an önce bu katliamın failleri bulunarak adalet önüne çıkarılmalıdır. Toplum, Roboski katliamının faillerinin bir an önce adalet önüne çıkarılmasını bekliyor. Bunun başında Kürt toplumu geliyor" dedi. Roboski katliamının devlet için bir samimiyet testi niteliğinde olduğunu belirten Elçi, "Biz devletten bu samimiyeti bekliyoruz. 2 yıldır katliamın faillerinin kimliği bile tespit edilmedi. Bundan kaynaklı da bir samimiyet beklemek pek doğru değildir" şeklinde konuştu.
Encü: Devlet tüm araçları katliamı meşrulaştırmak için kullandı
Elçi'nin ardından 100'üncü hafta değerlendirmesini okuyan Veli Encü, devletin adalet taleplerine sessiz kaldığını ve hükümetin mücadelelerini sindirmek, yıldırmak için elinden gelen tüm kirli uygulamaları devreye soktuğunu ifade etti. Encü şunları aktardı: "Acımızı dindirmek için ise sadece ve sadece samimiyetsiz yaklaşımlar da bulunmuştur. Aynı zaman da her türlü aracı Roboski katliamını meşrulaştırmak için kullanmıştır. Emine Erdoğan'dan alında Başbakan Erdoğan'ın görüşmeleri, alt-üst komisyonlardan tutun da Meclis içerisinde oluşturulan komisyonlara kadar yapılan tüm görüşmeler Roboski katliamını meşrulaştırmak için kullandılar" dedi.
'Savcılık kararı ile bu katliam için soruşturma açmıyorum demiştir'
Diyarbakır Barosu eski Başkanı Mehmet Emin Aktar ise, hukuki anlamda Roboski katliamı ile ilgili bir soruşturmanın olmadığını belirterek, "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı dosya hakkında görevsizlik kararı verdi. Dosyayı daha sonra askeri mahkemeye sevk etti. Bu kararı ile ilgili resmen bize 'bu katliam için soruşturma açmıyorum' demiştir" diye belirtti. Daha sonra konuşan BDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, dosyaya bakan savcının kedisine dosyanın gizlilik kararının devam ettiğini söylediğini belirtti.
Son olarak konuşan ve katliamda yaşamını yitiren Hamza Encü'nün annesi Kadriye Encü, çığlıklarının yetkili merciler tarafından duymasını istediklerini dile getirerek, katliamı yapanları lanetlediklerini söyledi.