Çocuklarını bu işten kazandığıyla üniversitede okutan Güngör, aynı zamanda yeni ressamlar yetiştiriyor.
Güngör, çocuk yaşlarda gazete ve dergilerde yayımlanan çizgi romanlardan etkilenerek, resim çizmeye başladı.
İlkokul yıllarında resim öğretmeni Ali Akan'ın yeteneğini farkederek kendisine hediye ettiği fırçayı elinden düşürmeyen Güngör, ailesi ve çevresindekilerin, "para kazanamazsın" diyerek karşı çıkmalarına rağmen büyük ilgiyle resim yapmayı sürdürdü.
Ailesinin tepki gösterdiği dönemde İzmir’de öğretmenlik yapan dayısı Emin Özçiçek'in teşvikiyle hayalinin peşinden giden Güngör, eğitimi sürerken 1976'da ilk atölyesini açtı.
41 yıldır aynı atölyede sürdürdüğü mesleğiyle ailesinin geçimini sağlayan, 3 çocuğunu üniversitede okutan Güngör, yanında yetiştirdiği birçok gencin de bu işten ekmeğini kazanmasına vesile olmanın mutluluğunu yaşıyor.
- "İçimdeki ressamı keşfettim"
Güngör, kendini bildi bileli resim yaptığını söyledi. Bu ilginin çizgi romanlarla başladığını dile getiren Güngör, "Tarkan'ın çizgi romanını gördüğüm zaman içimdeki ressamı keşfettim. İlkokul birinci sınıftayken mahallemizde bulunan arkadaşların resim ödevlerine yardımcı olurdum. İlk önce mahallenin ressamı olarak başladım bu işe."
Resim yapmasına ailesinin tepki gösterdiğini anlatan Güngör, bu nedenle sık sık eleştirildiğini belirtti.
"Ailem resim çizmeme çok karşıydı. Bana, 'Ne yapacaksın resmi, nasıl para kazanacaksın?' diyorlardı. Sürekli resim yaptığım için insanlar eleştirirdi. Aradan yıllar geçti, o insanlar gelip evlerine, iş yerlerine manzara çizdirdiler." diyen Güngör, o dönem yaşam şartlarının ağır olduğunu, bu nedenle ailesinin resimle hayatını kazanamayacağından endişe duyduğunu aktardı.
Güngör, "İnsanlar ekmek, peynir bulamıyordu. Para kazanmak, iş bulmak zordu. Öyle bir dönemde ben resim çizdim ve hiç bırakmadım. Takdir edenler de oldu fakat sayısı çok azdı." dedi.
- "Annem 'Oğlum ders çalışmıyor, resim çiziyor' demiş"
İzmir’de öğretmenlik yapan dayısının kendilerine misafirliğe geldiğini anlatan Güngör, en büyük desteğin dayısından geldiğini kaydetti.
Güngör, annesinin resim yapmasından duyduğu rahatsızlığı dayısıyla paylaştığı günün hayatındaki önemine değinerek, şöyle konuştu:
"Annem dayıma, 'Oğlum ders çalışmıyor, resim çiziyor. demiş. O da bunun üzerine beni çağırdı. Korka korka dayımın yanına gittim. Dayım bana, 'Oğlum resim çiziyor musun' diye sordu. Ben de korktuğum için, 'Eskiden çiziyordum, şimdi çizmiyorum' dedim. Bana, 'Oğlum kızmayacağız' dediğinde yine korkarak, 'Evet' dedim. İsteği üzerine ona bir resim yaptım. Dayım boya ve resim defteri almam için 10 lira verdi ve resim çizmeye devam etmemi söyledi. Defteri bitirip gelmem halinde de 100 lira vereceğini belirtti. Dayımın desteğini hiçbir zaman unutmuyorum. O desteklememiş olsaydı ben şu an ressam olmazdım."
- O fırçayı 41 yıldır saklıyor
Güngör, mesleği boyunca çok fırça kullandığını fakat okul yıllarında resim öğretmeninin kendisine hediye ettiği fırçayı 41 yıldır özenle sakladığını anlattı.
Kendisini resim çizerek ifade ettiğini anlatan Güngör, resmi "kelimesiz bir edebiyat ve şiir" olarak nitelendirdi.
Güngör, "Tek bir gün resim çizmediğimde kendimi çok mutsuz hissediyorum. Renklerin dilini seviyorum. Resim çizmek 15 dakikada devrialemdir. " diye konuştu.
Atölyesini ilk açtığı 1976 yılında dedesinin kendisini ziyarete geldiğini dile getiren Güngör, bu işi bırakmasını istediğini kaydetti.
Rahmetli dedesinin kendisine, "Oğlum sen ne yapıyorsun, burada para kazanamaz, geçimini sağlayamazsın. 2 eşek sat geçimini sağla. Boş ver resmi." dediğini anlatan Güngör, gençlere sevdikleri mesleği yapmaları tavsiyesinde bulundu.
- Hedefi sergi açmak
Atölyesinde eğitim de verdiğini belirten Güngör, birçok gencin öğrendikleriyle gelir elde etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Güngör, 41 yıllık birikimiyle hazırladığı resimleri Siirt ve diğer illerde vatandaşların beğenisine sunmak istediğini belirterek, "En büyük hedefim sergi açmak." ifadesini kullandı. (AA)