BEKİR GÜNEŞ/ Özel
Tigris Haber - Ruhavioğlu, Diyarbakır başta olmak üzere bölge kentlerinde son yaptıkları araştırmalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Diyarbakır'da HDP'nin 2014'e göre oylarını artırarak yüzde 62-63 bandında olduğunu belirten Ruhavioğlu, "Diyarbakır'da HDP'nin oyları 2014 yerel seçimlerinin üzerinde ama 24 Haziran genel seçimlerinin de altında bulunuyor. Van ve Mardin'de de HDP'nin yüzde 58 bandında olduğunu görüyoruz" dedi. Ruhavioğlu ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden kayyum atama açıklamaları ve MHP ile yapılan ittifakın AK Parti'ye yakın Kürt seçmenlerin tercihlerini nasıl etkileyeceğini değerlendirdi.
Başta Diyarbakır olmak üzere bölgede son yaptığınız araştırma sonuçları nedir nasıl bir tabloyu ortaya koyuyor?
Biz daha çok bölgede çalışıyoruz. Bölgenin hemen hemen bütün kentlerinde çalışmalar yapıyoruz. Örneğin 2014 yerel seçimlerinde belediyeyi HDP yüzde 56-57 gibi bir oyla almıştı. 2015 ile birlikte oylar daha da kemikleşti. HDP yüzde 80'lere kadar geldi. 2014'ten bu yana oy verme durumları çok değişti. Ama son yaptığımız araştırmalarda 2014'ten çok daha fazla oy alıyor fakat 24 Haziran'a göre de daha düşüyor. Bu bir yerel seçim çok fazla bir genelleme yapamayız. Ama Diyarbakır'da son yaptığımız araştırmalarda HDP'nin oy oranının yüzde 62-63 bandında olduğunu görüyoruz. 31 Ocak itibariyle yaptığımız araştırmalarda yüzde 63 gibi bir oran bulmuştuk.
HDP'nin belediye sayılarında bir artış olur mu?
Van ve Mardin'de de HDP'nin oylarını yüzde 58 bandında bulmuştuk. Örneğin Diyarbakır'da genel seçimlerin yüzde 4-5 altında bir oy görüyoruz. Şunu çok net söyleyebiliriz ki HDP'nin belediye sayısını en az 20 tane daha artırdığını görüyoruz. Bunların hemen hemen hepsi ilçe belediyeleri. HDP'nin Kars'ı alma ihtimali var MHP'den, yaptığımız araştırmalarda bu ihtimali çok güçlü görüyoruz. HDP'nin Bitlis ve Ağrı'yı da kaybetme riski var. Bu her iki ilde bir bıçak sırtı durumu var.
Örneğin Mardin'de Artuklu'yu HDP kaybediyor gibi görünüyor ama Van'da AKP'nin elinde olan Tuşba'yı kazanıyor görünüyor. Van'da Gevaş'ı alıyor, Bahçesaray'ı kaybediyor görünüyor. İpekyolu ilçesinde de bir sorun göremiyoruz.
Kayyumların seçime etkisi ne olur?
Kayyumların varlığını kabul etmek başka bir şey, çalışmalarını beğenmek başka bir şey, bu çalışmaların oya dönüşmesi başka bir şeydir. Kayyumların varlığını AK Parti kitlesinin de en az üçte biri kabul etmiyor. Zaten HDP'liler de meşru bulmuyor. Kayyumların çalışmalarını Diyarbakır ve Ağrı'da HDP'lilerin bir bölümü de beğeniyor. Hani derler ya yiğidi öldür ama hakkını ver. Bir şeyler yapıyor diyorlar. Yaptığımız araştırmalarda kayyumdan en yüksek memnuniyet oranı Ağrı'da çıkmıştı. Ama bu durum çok fazla oya etkisini göstermez. HDP'liler Diyarbakırlıca şöyle söylüyor; bizi altın suyuna batırıp çıkarsa bile kayyum kayyumdur ve biz ona oy vermeyiz. Başka bir durum var. HDP'li seçmenin eline önemli bir fırsat geçti. AK Parti birkaç yerde Kayyumları aday gösterdi. Diyarbakır'da çok büyük ihtimalle atama ile gelmiş bir kayyum seçim ile geri gönderilecek. Kayyum uygulamasının tarihte örneği yoktur. Onun için bu durum HDP seçmenini motive eden bir durumdur.
AK Parti tarafından yeniden kayyum atanabilir açıklamaları seçmenin tutumunu nasıl etkiliyor?
Bu durum özelikle kırsalda yaşayan seçmeni beka meselesi nedeniyle bir nebze düşündürüyor. Acaba kazanamazsa 1 Kasım’a giden süreç gibi yeniden çatışmalı bir ortam olur mu olmaz mı gibi. AK Parti bu açıklamalarla seçmenin AK Parti adaylarına oy vermesini murad ediyor fakat son dönemlerde özelikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dikkat çekici açıklamaları oldu. HDP'ye yönelik "Defolun Kürdistan'a gidin" gibi sert açıklamaları oldu.
Bu açıklamalar en AK Partili Kürt seçmeni bile rahatsız eden bir şey. Bu insanlar ya biz bunlara oy vermek istiyoruz ama ne oluyor bunlar bizi zorla kovuyor gibi bir algı içerisine giriyor. Gündelik hayatta karşılaştığım birçok AK Partiliden bu yönde ciddi rahatsızlıklar görüyorum. Bu durum oya dönüşür mü dönüşmez mi bu başka bir şey. Kayyum korkusuna karşı HDP'de şunu söylüyor: biz belediyelerimizi alalım gerekirse 5 dakikalığına alalım. Bu söylem kayyum atanır söylemine karşı güçlü bir söylem.
AK Parti seçmenleri Kayyum'a nasıl bakıyor?
Bir tarafta da şöyle bir durum var. Kayyumların aday gösterildiği ya da başa baş giden yerlerde. AK Parti'ye yakın ama o kişilerin da kazanmasını istemeyenler HDP'ye de eleştirileri var. Sanırım şöyle bir yola gidiyor. Biz HDP'ye verelim, Cumhurbaşkanının bu söylemine ve Kayyum politikasına bir cevap verelim. Bu şekilde hem kendi sorumluluğumuzu da yerine getirmiş oluruz. Ama eğer AK Parti kazanırsa bu durumda zaten çok aleyhimize değil. Dolayısıyla HDP'ye kayyum atanırsa zaten biz AK Parti'nin adayını beğenmiyorduk diyeceğiz. Çünkü vali ve kaymakamların yönetmesi o adaydan bizim açımızdan daha iyi diyecekler.
Bölgede AK Parti'nin MHP lehine çekildiği yerlerde sonuç ne olur?
Merkez sağ biraz ekonomik kaygılarla düşünen. Zaman zaman HDP ile AK Parti arasında gidip gelen kitle de böyle bir hesap kitap yapıyor. Örneğin Kars'ta bu hesap tutmadı görünüyor. Hatta AK Parti'nin kendi adayını MHP lehine geri çekmesi Terekemeleri CHP'ye, Azerileri MHP'ye ama Kürtleri HDP'ye yönlendiren bir tercihe dönüşmüş. Sandığa gidip gitmeme yönünde kararsız olan kitleyi artırmış. Dolayısıyla sandığa gitmeyenler AK Parti ve MHP ittifakından gitmeyecek. Kars'ta Ayhan Bilgen açısından tek bir risk kaldı Naif Alibeyoğlu'nun bağımsız adaylığı. O da beli olmaz bakarsınız belki son düzlükte çekilir. Buna rağmen HDP'nin işinin orada daha kolaylaştığını düşünüyorum. Iğdır'da da İYİ Parti'nin falan oyunu çekmiş olması, Muş'ta Sırrı Sakık, "hepsi bana karşı birleşti" gibi bir siyaset yürütüyor. Bunlar başarılı bir siyaset dolayısıyla Kürt damarını kabartacak onları tahrik edecek. Bugün sahadaki izlenimimiz bu yönde. Ama birçok yerde durum oturmuş durumda biz kritik yerleri izlemeye devam edeceğiz.
AK Parti ile MHP'nin ittifak kurası bölgede AK Parti'ye yakın Kürt seçmenlerin tercihlerini nasıl etkileyecek? Erdoğan ve yakın çevrelerin yeniden kayyum atanır söylemleri bölgede bir boykota dönüşebilir mi?
AK Parti ile MHP'nin ittifakı bölgede test edildi. Öyle beklediği gibi bir kayıp da görmedi AK Parti bu ittifaktan. Hatta başarılı çıktı da diyebiliriz. Bu genel seçim için geçerliydi ancak yerel seçimler için MHP'nin AK Parti'ye bir şartı var. Diyor ki bizde olan belediyeler bizde kalacak. Dolayısıyla Kars'ta daha güçlü olan AK Parti'nin çekilmesinin sebebi bu. AK Parti-MHP ittifakından rahatsız olduğu halde AK Partiye oy veren seçmen direk sandığa gidip MHP logosuna oy verme durumu olunca orada bir dakika dur diyor.
Kürtlerin MHP'ye bu kadar kolay gidip oy vermeyeceğini düşünüyorum. Kars'ta 24 Haziran'da AK Parti'ye oy vermiş olan Kürtlerin üçte birinin bu defa gidip MHP'ye oy vermeyi göze alamayacağını ve kendilerine bu durumu anlatamayacağını düşünüyorum. Genel seçimlerde ittifaktan rahatsız olduğu halde devletin bekası, 'nasıl olsa Erdoğan yönetecek' gibi faktörlerle gidip Cumhur ittifakına oy verirken ama yerel seçimlerde durum farklı olacak. Örneğin Adana'da Mersin'de çok ciddi bir Kürt seçmen var. Oralarda milletvekili çıkarıyor HDP. Buralarda gidip MHP'nin logosuna oy basmayı göze alamayacaklarını düşünüyorum.
İkincisine gelecek olursak yeniden kayyum atama söylemleri beli bir Kürt seçmen açısından AK Partiye karşı duvarları daha da güçlendirme durumuna yol açıyor. Yani AK Parti onlar için artık bir nefret objesi oluyor. Bu durum AK Parti açısından olumsuz bir durum.
Sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı il ve ilçelerde durum ne olur?
Şimdi Sur gibi bir yer için gidip oyunu kullanmak zor bir şey değil. Şimdi bu operasyon ve yasaklardan sonra yerinden edilenlerin çoğu bölgede kaldılar. İstanbul, Bursa gibi yerlere gidenler oldu tabi ama çoğunluğu bölgede kaldı. Dolayısıyla o gün gidip oyunu kullanıp gelmek onlar açısından zor değil. Seçim sonuçlarını değiştirecek kadar güçlü bir yer değiştirmenin olmadığını düşünüyorum. Bu kadar güçlü bir boykotun da olmayacağını öngörüyoruz.
Seçmen taşıma iddiaları bu bölgelerdeki durumu ne kadar etkiler?
O bölgelere çok fazla taşıma oy getirildiği iddiaları var. Halfeti, Şırnak Merkez, Siirt merkez gibi yerlerde. Bu fakirlerin gerçekten seçimi ne kadar etkileyeceğini bilmiyoruz. Gerçekten bu kadar fazla mı ne kadar etkiler gibi somut bir veri yok elimizde. Bu faktörleri dışarıda tuttuğumuzda ne Şırnak'ta ne Cizre'de ne Sur'da ne Nusaybin'de seçim sonuçlarını değiştirecek kadar bir göçün olduğunu düşünmüyoruz.