Son güzel adam da göçtü. Allah maverada buluştursun onları, Firdevs köşklerinde cem olsunlar, hep beraber inşallah...
Yedi güzel insan, onlar gül yetiştiren adamlardı. Şiir şiir, öykü öykü, roman roman, piyes piyes, makale makale, her alanda hakikatin yiğitleri oldular. Ağabeyleri Sezai Karakoç... Bir muhabbetin güzide ozanları, kardeş yarenleri, bilge dervişleri oldular. Bir dergâh ki mürşidi Mehmed Akif, memleket aşkına, ümmet namına, daima ve daima, müminlerin birliğini savundular, çığırdılar. Bir devir daha kapandı, şimdi yeni şeyler söylemek lazım, yeni dava adamları lazım edebiyat dünyasına. Sağına soluna bakma genç kardeşim, o sensin, onların bıraktığı mirası daha da yeşert, bile kalemini, oku ve yaz, aşkın hatırına...
Ağabeyleri Diyarbakır'ın, diğerleri Maraş'ın bağrından yeşermişti, taşrayı küçümseyene veyl olsun, taşradır vatanı vatan, milleti millet kılan, işte en güzel örneği, ümmetin şu güzel adamları hep taşrada yeşerip sonra koca bir ülkeyi yeşerttiler.
Gün oldu çırak oldular, gün oldu ustalaştılar. Eserleri ışık oldu nice cevher parlattı. Elbette onları taklit etmek isteyen nice belediye müteşairi çeteler de oldu, ama her seferinde araya menfaat girince tüm taklitler dağıldı, bu böyledir, siyasa çanağını yalayan menfaatçiler hep dağılmaya mahkumdur, taklitler zaten hep aslını yaşatır.
Yedi güzel adam hiçbir zaman menfaat için nice zamane sahtekarları gibi bir kravatlıya biat etmedi, hep hür yaşadılar, özgürce mücadele ettiler, bu onur dahi onlara yeter.
Maalesef edebiyat dünyası şimdi karanlığa bulanmış, nice tetikçi, nice trol, nice soytarı bataklığı taşımış mahalleye. Ne gam... Kanişlerin ağzı değdi diye ulu denizler kirlenmez, bugünler de geçecek, İslam coğrafyasında yeniden güzel adamlar güller yetiştirecek inşallah...
Allah rahmet eylesin son ustaya, ruhlarına elfatiha... Vesselam...