Ramazan yaklaşıyor. Önceleri Ramazanın gelmesinin heyecanı herkesi sarar, sabırsızlıkla beklerdi. Ayrıca Ramazan yaklaşırken çarşı pazar şenlenirdi. Herkes alacaklarının listesini yapar, esnaf da müşterilerini beklerdi. Bir ay sürecek olan Ramazan için alışverişler yapılırdı. Amahayat pahalılığı, geçinebilme kaygısı, borçlar o eski heyecanlarınyerini kaygılara bırakmaya başladı.
Çünkü açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan, ayın sonunu zar zor, getirebilen, borç içinde mücadele eden emekliler ve asgari ücretle çalışan vatandaşlar, şimdiden Ramazan ayını nasıl geçireceğiz diye kara kara düşmeye başladılar.
Eskiden Ramazan yaklaşırken birçok insan çarşı pazara çıkıp Ramazan hazırlıkları için alışverişler yapardı. Şimdi yaşanan enflasyondan dolayı eskisi gibi çarşı pazara çıkıpta öyle gördüğü gönlünce alışveriş yapmak, evin ihtiyaçlarını karşılamak ekonomik sıkıntılar içinde yaşamaya çalışanlar için çok kolay değil.
Ayın sonunu zar zor getirmeye çalışanlar, çoğu zamanda borçlanarak hayata tutunmaya çalışanlar;şimdiden Ramazan hazırlıklarını nasıl yapacağız diye düşünmesinler de ne yapsınlar. İftarlarını sahurlarını nasıl açacaklar. 20 lira olacak Ramazan pidesini de çoğu alamayacak. İftar ve sahur sofralarına neyi çıkaracaklar. Diyarbakır’da Ramazan aylarında sofralarından eksik etmediği meyan şerbetini de içemeyecekler.
Ekonomik durumu iyi olanlar için her zaman hayat güzel. Onlar gönül rahatlığıyla her türlü alışverişini yapacaklar.
Ev kiraların ve faturaların asgari ücretle başa baş yarıştığı hayat koşullarında her geçen gün hayat daha da zorlaşırken, hayattan beklentileri zayıflayan, gelecek hayali bile kuramayan insanların ruh hali nasıl olabilir?
Ramazan heyecanı onları nasıl saracak. Hazırlık yapmak için çarşı pazara çıkmaya nasıl cesaret edecekler.