RAKAMLARIN KONUŞULMAYA BAŞLAMASI ÇOK ŞEYİN KAYBEDİLMESİDİR

Mümin Ağcakaya

                                

                    

             Tarih; çok uzun süren, sayısız savaşlara, istilalara tanıklık etti. Otuz yıl, yüz yıl savaşları; bir dönem Avrupa’yı kasıp kavuran barbar saldırıları, Asya’dan Avrupa’ya kadar uzanan Moğol istilaları, haçlı seferleri ve en sonunda da, 1. ve 2. Dünya savaşları gibi. Halkalar bu savaşlardan dolayı çok ağır bedeller ödedi ve hala da ödemeye devam ediyor. Öyle ki; bu savaşlar insanlığın uygarlık gelişmesini sekteye bile uğrattı. Savaşların yarattığı yıkım ve tahribatların telafisini halkların onlu yıllarda ancak onarabildi.

             Barış ve demokratikleşme süreci; kangrenleşmiş sorunların sona ereceğine dair büyük bir beklenti yaratmıştı. Bu sürecin kesintiye uğramasıyla tekrardan çatışmalı bir dönem başladı.

             İlk ölümler bir şok etkisi yarattı. Ölümlerin devam etmesi kamuoyunda yankılanmaya, sonra da yerini kanıksamaya bıraktı. Haberlerde ismiyle; hayat hikâyeleriyle, geride bıraktığı, eş ve çocuklarının acılı durumlarıyla anılması da; yerini rakamlara bıraktı. Kimliğin öneminin gittikçe azaldığı ve artık TV’lerde alt yazılarda veya spikerin duygu adına fazla bir şey ifade etmeyen rakamlarla dile getirilmeye başladığını görmeye başladık. Tıpkı bir futbol müsabakası izler gibi, maçın skoru öne geçmeye başladı. Bir hayvanın arabanın altında kalarak ölümüne üzülürken, insanın ölümüne duygusuzca, hatta göz ucuyla bakar hale geldik. Veya kulaklarımızı kapatır olduk.

             Doludizgin giden şiddet sarmalı halklar arasındaki köprüleri her geçen gün yıkmaktadır. Bu çatışmalı durum nereye kadar devam edecek, bu konuda ufukta, sona ereceğine ilişkin emare de gözükmüyor.

             Tarih kitaplarına baktığımızda savaşlardan geriye neler kalmıştır. İnsanlığın en büyük kırımı da diyebileceğimiz dünya savaşlarından kısaca; şu kadar milyon insanın öldüğünden bahsediliyor. Burada sadece rakamlar var. Bu savaşlar da insan öykülerini ancak daha detaylı incelediğimizde görebiliriz. İttihat Terakki’nin yanlış politikalarından bize sadece, bugün bile büyük bir duygusallıkla dinlediğimiz Yemen türküsü, Sarıkamış ağıtı gibi türküleri kalmıştır.

               Halk arasında dendiği gibi; ateş düştüğü yeri yakıyor. İzleyenler için sıradanlaşan ölüm, ölenin nişanlısı, çocukları, anne ve babası için; telafisi mümkün olmayan bu trajik son, onların yüreklerinde yıllarca devam edecek ve sürekli kanayacak bir yara açmaktadır.

             Dünyada hiçbir savaş sürgit olmamıştır. Ölüm ölümü, yıkım yıkımı getiriyor. Bu çatışmalı süreç de sonunda, barışla, masaya oturmayla bitecektir. Daha önce birkaç kez çatışmalı süreci sonlandırmak için masaya oturulduğuna göre tekrarının olması da mümkündür. Masaya tekrar oturulduğunda da dost ve kardeşçe zemin ortadan kaldırılmamalıdır.

             

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.