Gelişmeler nihai olarak PKK’nin silahları tamamen bırakacağına işaret ediyor. Bunun için zaman, tarih telaffuzu yapmak mümkün olmamakla birlikte, çok ileri bir tarihe sarkmayacağını söylemek mümkün. Taraflar arasında şimdiye kadar kapalı kapılar ardında yürütülen görüşmelerin, müzakere sürecinin TBMM çatısı ile buluşturularak yasal bir sürece evirilmiş olması silahların tamamen bırakılması için bir ilk adım olarak değerlendirilebilir.
Kürtlerin doğal haklarından kaynaklı sorunlarının çözümü ile ilgili ilk kez devlet nezdinde yasal çerçevede bir girişim gündeme geldi. Abdullah Öcalan’ın da ısrarla gündemde tuttuğu ve olmasını istediği, meselenin TBMM’de tartışılması ve çözüm bulunmasıydı. Yasal çerçeve kazandırılan 6 maddelik çözüm reçetesinin nasıl ve ne şekilde uygulanacağı konusunda olumlu yâda olumsuz tartışmalar devam ediyor.
Tartışmaların ve eleştirilerin olması doğal
Asıl önem arz eden durum, müzakere ve çözüm sürecinin ilk kez yasal dayanakla desteklenmiş olması. Yasal sürecin başlamış olmasını, silahlarında tamamen bırakılmasına zemin olarak değerlendirmek gerekir. Böyle bir sürecin olgunlaşması için atılan adımlar sırasında yaşanan sıkıntılara rağmen programlanan sürede aksamalar söz konusu olsa da, çözüm süreçlerinin doğası içinde değerlendirilmesi gereken zaman kaybı, çözümler söz konusu ise telafisi de mümkün olan zamanlardır.
Tartışma konularından biri ‘seçim yatırımı’ itirazları olsa dahi sorun çözülüyorsa, nihayetinde insanlar ölmeyecekse, silahlar yeniden patlamayacaksa, gelecek nesillere ‘kan’, ‘Kin’, ‘nefret’ gibi insani değerlerden uzak bir miras bırakılmayacaksa, durumu ‘sineye çekilir’ olarak kabul etmeyen kesimlerin de sineyi yumuşak tutmasından başka da yapılacak bir şey yok.
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik şartında ifadesini bulan BDP kesiminin de ‘Demokratik özerklik’ olarak tarif ettiği duruma doğru yürüyen bir yol haritasının netliği artık görünür vaziyette. Türkiye genelinde siyasi sorumluluğun tamamen HDP çatısına aktarılması, BDP’nin isim değiştirerek sadece Kürt bölgesinde yerel siyaset yapmasına zemin hazırlayan son gelişmelerde durumu özetliyor.
Her ne kadar PKK’nin silah bırakması ile net tarih üzerinde görüş belirtemesek de, Ağustos ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra bu konuda Abdullah Öcalan’ın silahların bırakılması çağrısı yapacağı, bu çağrının Türkiye’nin ve Dünyanın gündemi olacağı ihtimali çok yüksek. Devletle Abdullah Öcalan arasında yapılan görüşmelerdeki detayları bir tarafa bırakırsak, ana tema elbette ki silahların tamamen bırakılmasıdır. Abdullah Öcalan’ın, silahların bırakılması çağrısı yapmak için PKK’nin bütün birimlerinden yetki aldığı konusunda bilgilerde var.
İmralı’dan programlanmış bir zaman diliminde ‘Silahları bırakın’ çağrısı gelebilir. Ortadoğu bataklığında silahlı-silahsız gerçekleştirilen katliamları, Suriye ve Irak’taki son durumu, Türkiye’deki çözüm ve müzakere süreci ile buluşturarak değerlendirdiğimizde, Kürtlerle ilgili meselelerin bir an önce çözülmesi gerektiği gerçeği; Türkiye’yi ve Türkiye’nin bütün coğrafyalarında yaşayan Kürtleri yakından ilgilendiren ve dayatan, zamanın ruhu gereği AK Parti iktidarını da PKK’yi de aşan bir gerçek olarak karşımızda duruyor.