CHP,AK Parti'yi içeriden bölüp 2019 Başkanlık Seçimi'ne avantajlı girmenin hesaplarını yaparken ve bu arada AK Partili görünen birileri de bölünmeyi tetikleyecek işler çevirirken Erdoğan ve Gül'ün açıklamalarıyla işler bir anda tersine döndü ve gözler CHP içindeki tartışmalara odaklandı. En son Selin Sayek Böke'nin istifasıyla anlaşıldı ki parti içinden birisi Başkan Adayı olacaksa bunların ilki;SS Böke. Partideki görevlerinden istifa etmeden önce Amerikalı bir yetkili ile görüşmesi de bu olasılığı güçlendiriyor. Anlaşılan Muharrem İNCE yine avucunu yalayacak!Fakat bir şansı var;Muharrem İNCE imamoğlu,Selin Hanım ise Hristiyan!Almanya'da bir müslüman Başbakan olabilirse,BÖKE'de Türkiye'de Başkan olabilir pekala! İşin doğrusu CHP'nin adayının kim olacağının çok da önemi yok. 90 küsur yıllık geçmişinde bir dikili taşı olmayan CHP, yüzde 48.6 gibi bir oranı yakalıyorsa zaten mesele başkadır.İzmir bir laboratuardır mesela. Yıllarca CHP'li belediyenin yönettiği İzmir'in kronik sorunu olan körfezin lağım kokusunu AK Parti yosun kokusuna çevirmiştir. Köprüleriyle alt ve üst geçitleriyle trafiğini rahatlatmıştır ama İzmirli rahatladıkça CHP'ye olan desteğini arttırmıştır!
CHP ve kuyruğuna takılanlar bu ülkede hiç bir sorunun çözümü için ellerini taşın altına koymamış,tersine her sorunun kaynağı olmuşlardır. 15 yılda ülkenin altını üstünü değiştiren,her alanda kalkındıran iktidarın elini,ayağını bağlamakla zaman tüketen CHP,yine de ülkenin refah düzeyi arttıkça daha fazla destek bulabilmiştir. Yeni Şafak'tan Faruk Aksoy'un orijinal tespitiyle,"CHP,toplumu zenginleştiremez ama zenginleşen toplum CHP'lileşir;çünkü CHP topluma eğlenceli alternatifler sunar."Hem diyor,sayın yazar,"insanlar CHP'lileşmezse bu kıyamet niye kopacak ki!"Üstüne söyleyecek söz yok ama biz yine de kıyametin üzerimize kopmaması için neler yapabiliriz,ona bakalım.
AK Parti 2002'den beri ekonomiden sağlığa,ulaşımdan alt yapıya,terörden istihbarat ve savunmanın bağımlılıktan kurtarılmasına kadar onlarca problemi başarıyla halletti,hallediyor. Fakat AK Parti bütün çabalarına rağmen yan gelip yatan CHP'den fersah fersah uzakta değil,bir kaç puanlık mesafededir. Her şeyi değiştiren AK Parti Eğitim Sistemi'ne defalarca müdahale etmesine rağmen CHP'ye bedava eleman yetiştiren müfredata dokunmamıştır. İçi boş ideolojik hamaset ilk okuldan üniversiteye kadar bu ülkenin evladına pompalanmakta ve maalesef halkına yabancı bir nesil günden güne,hem de çoğalarak yetişmeye devam etmektedir. Kestirmeden söyleyeyim;müfredatı millileştirin,kıyametimizi öteleyin!
Gri Memurluk ne oldu?
Geçen Ağustos ayında gündeme gelen "Gri Memurluk" konusu ne oldu da rafa kaldırıldı?
Operasyonlarda açığa alınan,o dönem yaklaşık 70 bin civarındaki memurlar için sağlam delil yoksa önce 3-4 yıllık "Gri Memurluk" takibi yapılacak ve FETO'yla bağlantısı kesinleşirse işten çıkarılacaktı.
Ama ne olduysa kısa sürede gündemden düştü ve bir daha da kimse bahsini bile etmedi.
Oysa hakkaniyet ve mağduriyetlerin giderilmesi adına güzel bir öneriydi. Anlaşılan bu konuda bir mutabakata varılmadı ve rafa kalktı.Özellikle ilk günlerde memurların çoğunun sendika,banka ve okul bağlantıları gerekçe gösterilerek görevden alındıkları göz önünde bulundurulursa burada bazı haksızlıklar olduğunu anlamak zor olmasa gerek.
Ben FETO'yla asıl mücadelenin Bylock ve ele geçen bazı FETO listelerinden sonra başladığına inananlardanım. Yani ilk bir kaç aylık operasyonlardan ziyade son zamanlarda yapılan nokta operasyonların daha sonuç alıcı ve gerçek suçluların yakalanması konusunda daha güvenilir olduğunu düşünüyorum. Bu yüzde özellikle devlete ve millete zarar verme olasılığı olmayan konumdaki memurların "Gri Memurluk" kapsamına alınarak bir kaç yıllık takiple,ya normal memuriyete döndürülmeleri ya da kesin delillere ulaşılması halinde ihraç edilmeleri en doğrusudur.
Aksi halde terör örgütlerinin yıllardır adam kazanmak için yaptıkları taktik burada da işlemiş olacak ve kesin delil olmadan işten atılan insanlar ve onların aileleri,yakın çevreleri yavaş yavaş toplumun diğer kesimlerini de içine alacak bir mağduriyet söylemiyle iktidara karşı bir düşmanlık zemini oluşmasına sebep olacaklardır.
2019 Seçimlerinde Sayın Erdoğan'ın da vurguladığı gibi her kesimin oyuna ve desteğine ihtiyaç duyulacağını da göz önünde bulundurursak bir düzenleme şart gibi görünüyor.
FETO'yla mücadele süratle devam ettirilip özellikle etkili pozisyondaki elemanlar tasfiye edilirken,zarar verme potansiyeli olmayan ya da çok düşük seviyelerde kalan kesimlerin de kazanılmasına çalışılmalıdır.
Bu arada biz bunları söylerken,Rıza Nur Meral'in TUSKON'daki hezeyan dolu konuşmalarını ayakta alkışlayan FETO'nun para makinesi olduğu söylenen KAVURMACI hala dışarıda ve biz verilen şaibeli tahliye kararının düzeltilmesini ve toplum vicdanının teskin edilmesini bekliyoruz.