Tam kapanma, ardından yarım açılma derken, baktım, vatandaşta açılma-saçılma ile ilgili bir heyecan söz konusu değil. Çek, senet, alacaklı kapıya dayanmasın diye çoğu esnaf bırakın kepenk açmaya, işyerinin bulunduğu sokağa yanaşmıyor.
Esnaf son derece kızgın, aynı zamanda kırgın, bir de hak helal etme konusunda kararsız. Birini, birilerine helallik vermek için mutlu, huzurlu olmak gerekiyor ki, karşılıklı helallik yerini bulsun.
Kimse mutlu değil.
Mutsuz toplum gergin olur, heyecanlı olmaz, sevinçli olmaz.
Küçük-büyük fark etmiyor, esnafın tamamı mutsuz.
Çiftçi mutsuz
Köylü mutsuz
Öğrenci mutsuz
Ev kadını mutsuz
Evin reisi mutsuz
Gençlik mutsuz
Sanayici mutsuz
Öğretmen mutsuz
Memur mutsuz
İşçi mutsuz
Sadece mutsuzlukla sınırlı olunsa, bir de herkes parasız pulsuz.
Peki, kim mutlu?
‘Ülkenin yüzde 92’si hakkını helal etti’ diye yaygara koparan kesim mutlu, A haberciler mutlu.
Boyu Selvi olmayan Selviler mutlu!
3-5 maaş alanlar mutlu!
*
Bunlar günde 3 doz mutluluk aşısı oluyor gibime geliyor. Yoksa bu8 kadar gürültü patırtı içinde kendilerini nasıl mutlu hissediyor ve yansıtıyorlar. İnsanın parası, pulu olsa da, hiçbir sorunu olmasa da, huzuru son derece iyi olsa da, çevresindeki huzursuzluktan rahatsız olur, o huzursuzluğun kendisini de rahatsız edeceği için en azından az da olsa huzursuzluk hisseder.
Bunlar huzursuz olmuyor.
Dedim ya; günde 3 doz mutluluk aşısı oluyor, kendilerinden geçiyorlar, etrafta olan bitenlerden habersiz yaşıyorlar.
*
Covid aşısı olacağımıza mutluluk aşısı mı olsaydık?
Başımızda kavak yelleri eserdi.
Güllük gülistanlık bir ülkede yaşadığımıza olan inancımızla haşır neşir olur, durmadan gülücükler dağıtırdık.
Etrafımıza bol vaatlerde bulunurduk.
Sonra da Allah affetsin derdik.
Helallik vermek ve almak, bu fasıl ağır, bizi aşar.