Şimdiye kadar elektrik kurumları ile cebelleşiyorduk.
Şimdi de su teşkilatı çıktı başımıza!
Arkadaş, yer altı ve yer üstü kaynakları halkın malı değil mi?
İnsan kendi malından dolayı kazıklanır mı?
Hadi masraf, hizmet falan filan derken ödenmesi gereken, halkın payına düşen bir şey olur. Buna bir itirazımız yok. Ancak, fatura adamın cebini, midesini, beynini delecek cinsten olunca, doğal olarak ‘isyan’ da başlıyor.
Girdi yok, çıktı çok.
Öyle böyle elektrik işine alıştırdılar.
Düzelen, düzenlenen bir şey yok.
Tepkiler askıda duruyor, yola devam ediyorlar.
*
Tam da suyu ucuz bulduk diyorduk ki, onlar da ‘Avcılığa’ çıktı.
DİSKİ faturaları da kendini hissettirmeye başladı.
‘En ucuz suyu satıyoruz’ dediklerinde, kazanın geleceğini hissetmiştim, çok gecikmedi, sayaç operasyonu başlattılar, faturalar şişkinleşti. Onlar da elektrik kurumu gibi ‘kaçak’ iddiasında bulunarak, toplumu suçlama moduna girdiler.
Hepimiz, elektrik ya da su hırsızlığı yapıyormuşuz gibi davranıyorlar.
Hırsızı yanlış yerde arıyorlar!
*
Sonra duydum ki, yeni, sayaç ihalesi olmuş. Nedir neyin nesidir bilmiyorum, ancak, kaçak-maçak derken, bir sistem oluşacağı kesin, sayaçsız su kullanmaya izin verilmeyecek. Buna bir diyeceğimiz yok. Her şey, yasal olsun, hak-hukuk-adalet konusunda kimse kendisini ayrıcalıklı bir yere koymasın. Başkaları bizlerin hakkına dalmasın.
Ancak, temel ihtiyaçlarımızı makul ödemelerle karşılamamızı da bizden esirgemesinler. Esirgemesinler ki, son yolculukta ‘iyi bilirdik’ diyebilelim.
Bakın beyler; Su, elektrik millidir. Halkın malıdır. O nedenle bu iki alanda kişilerin, şahısların insafına bırakılamaz. Sağlık ve Eğitimde olduğu gibi, su ve elektriğinde halkın yararına kullanılması gereken alanlar olduğunu, devletin politikaları ışığında bu alanlarda hizmet verilmesinin şart olduğunu bir kez daha yineliyoruz.
Halk, soyulduğunun farkında, fakirleştirildiğinin farkında. Ülkeyi ‘parası olan yaşar’ konuma getirenlerin hedefinde olan toplum, bunun da farkında. Bu halk bunun hesabını mutlaka soracaktır.
Çok da uzak değil.