Bir cemaat düşünün ki mensuplarını imanlı, ahlaklı ve topluma faydalı birer insan olarak yetiştirme iddiasında bulunacak; bunun için bir takım dini argümanları da ustaca kullanıp, toplumun geniş kesimlerinin güvenini ve sempatisini devletin çeşitli kademelerine de taşıyarak yıllar içerisinde çok kritik mevkilerde yuvalanacak ve bir gün ‘Tam zamanı’ deyip, sevdalısıyız dedikleri ülkeye karşı o güne kadar reva görülmemiş bir vandallıkla saldırıya geçecek! Nerde kaldı din, iman, ahlak; nerde kaldı doğruluk, mertlik, vefa…
Bunun adı en kısa tabiriyle nankörlük değil midir? 17 Aralık akşamından beri hükümet, cemaat mensubu elemanları beşer, beşer; onar, onar görevden almasına rağmen, bir türlü bu yapılanmanın kökünü kurutamadı.
Ve bir emekli vaiz düşünün; gözlerinden dakikada 250 gram yaş akıtabilme yeteneğiyle süslü (fakat içi boş) sözleriyle adına ‘Hizmet cemaati’ denilen ama kime hizmet ettiği belli olmayan(!) bu karanlık örgütü semirtip, bir heyula gibi milletin karşısına diken.
Bu millet çok şey gördü ama eminim böylesini ilk kez görüyordur. Baksanıza yıllarca masumu, mağduru oynayan; her sözünde iyilikten güzellikten, kardeşlikten ve topyekûn bir dünya barışından(siz buna sevgi dini diyebilirsiniz) dem vuran adam, ülkesini hem ekonomik hem de siyasi olarak çökertmenin yanında, çözüm aşamasındaki ‘Kürt sorunu ’nu bile hedef tahtasına yerleştirmiş. (İnanmayan Öcalan’ın video görüntülerinin, şimdilerde neden ortaya çıktığını bir kere daha düşünsün)
Onlarca ülkede açtığı yüzlerce okulda sadece eğitim faaliyetleri yürütmediğini; bir CEO gibi o ülkelerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini, ülkemizdeki bazı holdinglere ihale üzeri pazarlamasından ve bu holding sahiplerine gönderdiği ananaslardan anlıyoruz.
80 darbesini yapanlara selam çakan; 28 Şubat’ın ceberut mimarlarına okulları ve dershanelerini seve seve teslim edeceğini beyan eden mülayimden, üç dönem üst üste milletin teveccühüne mazhar olmuş, seçilmiş hükümetin başbakanına yaptığı beddualarla anılan bir zorbaya dönüşmek nasıl bir psikolojidir? Varın siz düşünün…
Her perşembe gecesi Hazreti peygamberle görüştüğünü söyleyen, bir müridin gördüğü rüya(!) ile Hazreti Peygamberin;”Tweetleri ikiye katlayın”talimatını cemaatine ‘uygulayın inşallah’diye emir buyuran bir şahsın, haleti ruhiyesinin geldiği noktayı okuyucunun takdirine havale ediyorum. Kendisinin ve cemaatinin içler acısı halini en iyi yansıtan durum da 3 yıldır cemaatine ‘UZUN ADAM’ın ölmesi için beddua seansları yaptırmasıdır.
Çakma cemaat ve çakma imamdan da bu beklenirdi!
Tarihin çöplüğü, bağlılarına kendini ‘Mehdi’ diye pazarlayan sahtekarlarla doludur.