Eğitim, sağlık ve barınma;
İnsan yaşamının ana damarı, ayakta kalmanın olmazsa olmazı.
Devletler, egemenlik alanı içinde olan yurttaşlarının bu haklardan yararlanmasının güvencesidir. Bireysel hak ve özgürlüklerin korunması için de mutlaka güvence altında olması gereken bu 3 temel haktan yoksun olmak, bırakılmak…
Sonrası yok…
Eziyettir, zulümdür.
Yüzyıllık cumhuriyet tarihinde bir takım eksiklikler olsa da bu 3 temel hak konusunda bir çaba söz konusuydu, bu hakların korunması-verilmesi yönünde çabalar vardı. Devlet ile Millet arasında bu 3 temel hak konusu zaman zaman sıkıntılara neden olsa da karşılıklı diyaloglarla giderilmesi yönünde adımlar atılırdı.
Şimdi, bu 3 temel haktan yoksun olmakla birlikte, bu hakların bu koşullarda nasıl geri alınacağı konusunda da bir öngörü sahibi değiliz.
Hasta olan yandı.
Devlet ve üniversite hastanelerinde aylar sonrasına verilen randevuların beklenmesi halinde, ölüme evirilen bir sonuçla karşılaşıyoruz zaten.
‘Erken ölmeyeyim, özel hastaneye, özel doktora gideyim’ deniliyor ise, fark etmiyor, zaten her türlü gidicisiniz/Gidiciyiz. Çünkü yüksek hastane faturası ve özel muayene ücretleri öldürmüyorsa da öldürmekten beter ediyor.
Hastane ve muayene ücretleri de resmi gazetede yayınlandığı için pazarlık yapma şansımız da yok.
Yani o kadar da garantili bir durum.
*
Tam da bu barınma, eğitim, sağlık meselesini yazayım, uzatayım derken, BirGün gazetesinin haberi düştü önümüze, yine Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, yine kayyumlu ihale haberleri.
Bu kez çok farklı birşey, klasik değil, çok modern, çok uç, çok eksantrik bir para harcama modeli.
Mesele Diyarbakır’ın tanıtımı olunca, akan sular duruyor.
Kayyum yönetimindeki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tartışmalı harcamalarına devam ediyor. Belediye “kenti tanıtıcı etkinlik ve organizasyonlar yapmak” için 14 Eylül’de bir ihale düzenleyecek. Bu kentin tanıtımı için yapılacak bir ihale.
BirGün gazetesinden İsmail Arı’nın haberine göre, Kayyum yönetimindeki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, “seçeceği” 25 Youtuber ve influencera sadece bir günlük paylaşımları için toplam 387 bin 500 TL ödeyecek.
İlginç değil mi?
Seçim öncesi kente karşı ahde vefa örneği sergileniyor.
‘Çok tanıtalım, çok turist gelsin’ diye mi düşündüler.
Çok tanıtsan, çok gelen olsa ne olacak?
Sur içi ve kentin tamamındaki kirliliği, çöpleri mi sergileyip göstereceksin.
Bence hazır çekimler yapılacak, eğitim, sağlık ve barınma sorunlarını da çekip yayınlasınlar.
Önemli olan Diyarbakır’ı tanıtmak ise konu çok, başlık da çok, ama şunu söyleyeyim; Diyarbakır’ı para karşılığı tanıtmak fikri hiç hoş değil, zorumuza gitti. 12 bin yıllık geçmişi olan kenti sosyal deneycilerin insafına bırakacak zihniyete ben ne diyeyim?