Ecer: Kürt tarihi satılık değildir
Ziyarette Sur’un Acele Kamulaştırılmasına ilişkin konuşan PAK Genel Başkan Yardımcısı Nuri Sınır, “ Sur’da yaşananlar siyaseten işlenmiş bir cinayettir. Biz parti olarak bu savaşın tarafı değiliz. Kürt halkının tarihi ve değerlerinin yok edilmesi cinayettir” dedi.
PAK Genel başkan yardımcıları Nuri Sınır, Nurullah Timur, Diyarbakır İl Başkanı Hanifi Turan, MYK üyesi Abdurrahman Ecer, PAK Kadın Komisyonu üyesi Zinnet Dinçer ve PAK Basın Sorumlusu Barış Kadırhan’dan oluşan heyet gazetemizi ziyarette bulundu.
Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni İlyas Akengin tarafından karşılanan PAK Heyeti ile Sur’un kamulaştırılması ve bölgedeki çatışmalı süreçte halkın yaşadığı mağduriyet üzerine sohbetler yapıldı. PAK Heyeti Sur’un kamulaştırılmasına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
“Kürt halkının tarihi ve değerlerinin yok edilmesi cinayettir”
Parti olarak çatışmalı sürecin tarafı olmadıklarını belirten PAK Genel Başkan Yardımcısı Nuri Sınır, “ Sur’da yaşananlar siyaseten işlenmiş bir cinayettir. Biz parti olarak bu savaşın tarafı değiliz. Kürt halkının tarihi ve değerlerinin yok edilmesi cinayettir. Bugün yürütülen savaş halka dayatıldı ve bu savaş kararının arkasında halk bölgeden çekildi. Tabii ki, devlet de tamamen güvenlikçi politikalarla yaklaştı. Böyle bir yaklaşım hukuk devletine yakışan bir tutum olamaz. Tankla, topla şehirler yıkıldı, yıkılıyor, böyle bir uygulamayı kabul etmek mümkün değildir.
“Kürt halkı karar alma süreçlerinde yoktu”
Bu iş şiddetle değil ancak diyalogla çözülebilir. Süreç baştan beri yanlış başladı. Kürt halkı karar alma süreçlerinde yoktu. Yeni bir çözüm sürecinde Kürdistani bütün partiler olmalıdır. Kürt sorunu yüzyılları bulan bir sorundur ve Kürtlerin talepleri bellidir, Kürtler statü istiyor. ” dedi.
“7 Haziran seçimlerine katılım oranı sorunların demokratik yollarla çözümüne dair bir mesajdı”
Nurullah Timur, “Biz ilkesel olarak şiddeti ret eden ve sivil itaatsizliği benimseyen bir partiyiz. 7 Haziran seçimlerine Kürt halkının % 85 katılım göstermesi tamamen sorunların demokratik yollarla çözümüne dair güçlü bir mesajdı.
“Bu kamulaştırma değil bir el koymadır”
Bugün yaşananlara baktığımızda, Sur’daki kamulaştırma kararını değerlendirdiğimizde bunun hukukla uzaktan yakından bir ilişkisinin olmadığını söyleyebiliriz. Türkiye’nin Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik şartına, çekinceleri olsa da imza attığı ortadayken böyle bir kamulaştırma kararını hukukla asla bağdaştıramayız. Bugün devlet tam da Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartına koyduğu 10 maddelik çekincenin bir maddesine dayanarak bir kamulaştırma kararı almıştır. Sur’un büyük bölümü ve Yenişehir ilçesinin de bir bölümü için alınan bu kamulaştırma kararını hukuki bulmuyoruz. Bu kamulaştırma değil bir el koymadır. Herhangi bir konuda alınan bir karar yasaya da dayandırılabilir ancak yasa ve hukuk karşı karşıya geldiğinde hukuk üstün gelmelidir. Hukuk kanunların üzerindedir ve hukuku boşa çıkaran, hiçe sayan kanunların hukuki bir değeri yoktur. Bugün alınan kamulaştırma kararında ne halka ne yerel yönetimlere hiçbir şekilde danışılmamıştır.”şeklinde konuştu.
“Sur’da mağduriyet yaşayan halkımızın hep yanında olmaya çalıştık”
PAK Diyarbakır İl Başkanı Hanifi Turan, “Biz parti olarak Sur’da mağduriyet yaşayan halkımızın hep yanında olmaya çalıştık. 23 Aralık’tan bu yana başlattığımız yardım kampanyasıyla 2000 aileye ulaştık. 800 aileye gıda yardımında bulunduk. 400 aileye 2’şer battaniye, 700 aileye yatak yardımı yaptık. Sur’da mağduriyet yaşayan ailelere, gıda, çocuk maması, süt, çocuk bezi, giyecek, ev eşyası yardımında bulunduk. Bugün de bütün bu saydığımız şekilde Sur halkıyla dayanışmamız devam etmektedir.
“Bu savaş Kürt halkının iradesine rağmen yapılıyor”
Sur’da ve birçok il ve ilçede yaşanan bu durumu devletin bilinçli olarak yarattığını düşünüyorum. Bugün Kürt’ün ulusal onuru yere bir edildi. Peki, niye Kürt halkının ulusal onuru yerlerde sürükleniyor. Birileri halk adına Keleşleri eline almış, özgürlük alanları oluşturacaklarını söylüyorlar. Özgürlük eğer Sur’daki gibiyse, o topraklar sadece orada yaşayan halktan özgürleştirildi. Ve başka da hiçbir özgürlük yoktur. Bu savaş Kürt halkının iradesine rağmen yapılıyor. Devlet ise, meseleye sadece güvenlikçi politikalarla yaklaştı ve ne insani ne de sosyal açıdan bakmadı” ifadelerini kullandı.
“Kürt tarihi satılık değildir”
Sur’un kamulaştırmasına tepki duyan PAK MYK Üyesi Abdurrahman Ecer, “ Kürt tarihi satılık değildir. Kürtlerin tarihi mirası aynı zamanda dünya mirasıdır da. Sur’daki Cami ve Kiliseler kutsal değerlerdir ve orada yapılan kamulaştırma o değerlere bir saldırıdır. Sur’da gelişen olayların farklı boyutları var. Sur’da ve birçok ilçede devletin yöntemi çok çarpıcıdır. Savaşlarda insanlar hedef alınır ama Sur’da Tanklarla, toplarla yol açıldı, evler yıkıldı. Evler kentsel dönüşüm için bilerek i yıkıldı. Sur’da yapılanlar Kürtlerin değer yargılarına saldırıdır. Sur’daki istimlâk olayı kesinlikle hukuki değildir. Sur’da yaşananlar mecburi bir iskândır, göçertmedir. Sur’un boşaltılması Sur’un birilerine peşkeş çekilmesidir. Kürtler kendi yerlerinde zorunlu bir iskâna tabi tutulmuşlardır.
“Burada yürütülen savaş Kürt halkının savaşı değildir”
Tarihi değeri olan yerlerin m2’sinin 8 bin TL’den kamulaştırıldığına dar söylentiler duyuyoruz bu bir sus payıdır. Burada yürütülen savaş Kürt halkının savaşı değildir ve burada zarar gören sadece Kürt halkıdır” diye konuştu.
“Sur’daki hamile kadınların doğumlarıyla ilgilendik”
PAK Kadın komisyonu üyesi Zinnet Dinçer ise, “Sur’dan hamile olan 3 kadını çıkartıp doğumlarıyla ilgilendik. Üç aydır Sur’da yaşayan kadınların sorunlarını çözmek için arkadaşlarla yoğun bir çabanın içerisindeyiz” şeklinde konuştu.
Haber: Ali ABBAS YILMAZ