HDP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, yerel seçim sonuçlarıyla ilgili çok önemli iki tespit yapıyor. Neden oy alamadıklarına, nasıl oy alacaklarına açıklık getirmiş!
Ne demiş Tuncel;
Birinci tespit; Muhafazakâr Kürtlerin ve Alevilerin oylarını yeterince alamadık.
İkinci tespit; Beyaz Türklerden oy alacağız.
Tespitlere soru; Bu iki kesimin oylarını yeterince alamadıktan sonra, hangi kesimin oyları alınacak, doğrusu çok merak ediyorum. Sebahat Tuncel, ona da işaret ediyor, ‘Beyaz Türkler’ diyor.
CHP’de de şikâyet ve sitemler benzer nitelikte.
Onlarda muhafazakâr Kürtlerin, hatta ‘Beyaz Kürtlerin’ ve Alevilerin bir kesiminin oylarını alamıyorlar, bu durum parti içinde ciddi tartışma konusu oluyor. Her seçimden sonra da aynı konular tartışılıyor, ancak önlem, tedbir, değiştirip, dönüştürme ise, hak getire.
Zaten bunları yapıp, bu kesimlerden oy alabilseler, iktidara gelecekler.
Durum bu.
Sosyal demokratların, sosyalist kesimin de sıkıntısı ciddi.
Bence, HDP yeni yapılanmasında CHP örneğini gözden kaçırmamalı, BDP yapılanmasında olduğu gibi de rahat davranmamalı. BDP yapılanmasında milletvekilinin, belediye başkanlarının çok büyük çaba sarf etmelerine gerek duyulmuyordu, çünkü orada yaygın tabanlı bir siyasetçi arenası mevcuttu. Muhafazakâr Kürt kesiminin, Alevilerin bir kesiminin, var olan Süryani, Ermeni, Ezidi kesiminin de ikna olmasına zemin hazırlayan siyasi aktörlüklerini bu arenada sahneye koydular, muhalifliği diri tuttular.
Şimdi gözlemlediğimiz, bu aktörlüğün aktifliğinin HDP ile yüzde yüz devreye girmeyeceği yönündedir. Aynı taban üzerinden hiç fire vermeden yola devam edip, üzerine yapılacak eklemelerle HDP’de büyüme tahminleri, sanırım yerel seçim sonuçlarının verdiği verilerden dolayı tutmadı. Kendisini korudu, ancak oy oranının büyümesi noktasında tutmadı.
Rojava ile ilgili politikanın yerel seçim çalışmalarında bile ön plana çıkarılması, Mesut Barzani’ye yönelik ‘Saldırı politikası’ Kürt muhafazakâr kesiminin BDP ve HDP’ye uzaklığı konusunda yeteri kadar bilgi veriyor.
Bütün bunların gözden geçirilmesi için BDP ve HDP’nin önünde geniş bir zaman dilimi yok. Cumhurbaşkanlığı ve Genel seçimlerde takınılacak kararlı siyasi tavır, Türkiye’nin geneline hitap edecek nitelikte olmalı ki, Türkiyelileşme hedefindeki büyüme potansiyeline katkı yapsın. Yapsın ki, oy vermeyene ‘Zenci’ yakıştırması tartışmaları da seçim sonrası geyik muhabbetlerine konu olmasın.