Ali ABBAS YILMAZ - ÖZEL HABER
Bir diğer Kürt asıllı olan Vali ise, Kürt İsmail paşa’dır. Resmi yazılarda Kurt İsmail paşa olarak geçiyor ise de Osmanlı kayıtlarında Kürt İsmail paşa olarak geçmektedir. Diyarbakır’da ilk eseri Sur dışında kardeşi Medet adına bir cami ve medrese inşa etmiş ve vakıf kurmuştur. Aslen Ardahanlı olan Kürt İsmail Paşanın sülalesi soyadı kanunu çıktığı zaman ‘Üçok’ soyadını almıştır.
Osmanlıca yazılı belgede de görüldüğü gibi, Osmanlı döneminde Diyarbakır Kürdistan eyaleti olarak kabul edilmiş ve ona bağlı çok sancaklar kurulmuştur. Osmanlının son döneminde Kürtlerin ilk örgütü olan "Kürdistan Azm-ı Kavi Cemiyeti" 1900 Yılında İstanbul’da kurulmuş en faal üyelerinden Diyarbakırlı Fikri Efendi ve Ahmed Ramiz’dir.
Bu haftaki tarih yolculuğumuzda Osmanlı döneminde Diyarbakır’da Valilik yapmış şahsiyetlerden ve Osmanlı döneminde kurulan Kürt Cemiyetlerinden bahsedeceğiz.
1515’te Diyarbakır’ın Osmanlıya katılması ile yeni bir döneme girildi. Geçen hafta bahsettiğimiz üzere ilk olarak Diyarbakır’a Kürt asıllı ve Bekiran aşiretine mensup olan bıyıklı Mehmet paşa miri-miran (mirlerin miri) unvanı ile Vali olarak atandı. 1516’da şu an Fatihpaşa mahallesine kain bulunan Caminin yapımına 1516’da başlanıp 1520’de bitirildi. Halk arasında Kurşunlu Camii olarak da anılıyor.
Kürt asıllı Vali olan bıyıklı Mehmet paşa Diyarbakır’ı kan dökmeden teslim aldığı için Fatihpaşa olarak anılıyor. Fatihpaşa, Diyarbakır’ı fetheden paşadır.1515-1521 arasında miri miran rütbesiyle görev yapmış. Ve mezarı cami avlusunda bulunmaktadır. Başka bir eseri de iç kaledeki Saraydır. Bu sebeple halk arasında Saraykapı olarak adlandırılıyor. Başka da eserlerine rastlanmıyor. Zaten fazla bir zaman Valilik de yapmamıştır.
Osmanlı döneminde Diyarbakır’a tayin edilen, hizmetİ ve eserleri olan bazı Valiler…
Hüsrev paşa:
2’nci Osmanlı valisi olan Hüsrev paşa, 1521-1528 yılları arasında Diyarbakır’da Valilik yapmıştır. Diyarbakır’da Hüsrevpaşa medresesini yapmıştır. Medresenin yapılış gayesi eğitim, yanı tedrisat yeridir, ancak 1728’de medreseye bir minare ilave edilmiş ve ibadethane olarak hizmet vermiştir. Ayrıca şu an kervansaray olan ve halk arasında Delil’ler hanı olarak bilinen 1603 tarihli vakfiye’de Mardin kapısı hanı ve menzil olarak zikir edilmektedir. Han iki katlıdır, bodrum katı hayvanların barınma yeri olarak tahsis edilmiştir. Üst katlar da misafirler için yapılmıştır. Halk arasında Delil’ler hanı olarak meşhur olmanın sebebi ise, Hicaz’a Hacıları götürüp getiren rehberler burada kaldıklarından dolayı rehber anlamında Delil’ler Hanı denilmiştir.
Osmanlı döneminde Diyarbakır’a çok Valiler tayin edilmiştir. Ancak biz eseri olan ve meşhur olan Valilerden bahsedeceğiz.
İskenderpaşa:
12’nci vali olarak Diyarbakır’a, Çerkez asıllı İskenderpaşa tayin edilmiştir. Eserleri, kendisine ait bir konak ve bir cami’dir. Türkiye’nin çeşitli illerinden vakıflar kurmuş, Diyarbakır’da da Şilbe köyü Şeyh kent köyü İskender paşa vakfındadır. Ve sur içinde de vakfı vardır. Bu vakıflar Kürt beylerin vakıflarına benzer hayır vakfları değildir, çocuklarına vakıf etmişlerdir. Başka bir deyişle servetini korumaya matuftur. Bu gibi vakıflara gayri sahih vakıf denir.
Vezir zade Hasan paşa:
Vezir zade Hasan paşa; 1571-1575 yılları arasında valilik yapmıştır. Sokulu Mehmet paşanın oğludur. Meşhur Hasanpaşa hanını yaptırmış hem konaklama yerleri hem de kervanların hayvan barınma yerleri mevcuttur. Geliri Rağibiye medresesine vakıf edilmiştir.
Mirek Ahmet:
Melik Ahmet paşa Kürt asıllıdır. Asıl adı "Mirek Ahmet’tir " halk arasında da Merk Ahmet olarak bilinmektedir.
Kürt İsmail paşa:
Bir diğer Kürt asıllı olan Vali ise, Kürt İsmail paşa’dır. Resmi yazılarda Kurt İsmail paşa olarak geçiyor ise de Osmanlı kayıtlarında Kürt İsmail paşa olarak geçmektedir. Diyarbakır’da ilk eseri Sur dışında kardeşi Medet adına bir cami ve medrese inşa etmiş ve vakıf kurmuştur. Aslen Ardahanlı olan Kürt İsmail Paşanın sülalesi soyadı kanunu çıktığı zaman ‘Üçok’ soyadını almıştır.
Osmanlı döneminde kurulan Kürt Cemiyetler
Osmanlıca yazılı belgede de görüldüğü gibi, Osmanlı döneminde Diyarbakır Kürdistan eyaleti olarak kabul edilmiş ve ona bağlı çok sancaklar kurulmuştur. Osmanlının son döneminde Kürtlerin ilk örgütü olan "Kürdistan Azm-ı Kavi Cemiyeti" 1900 Yılında İstanbul’da kurulmuş en faal üyelerinden Diyarbakırlı Fikri Efendi ve Ahmed Ramiz’dir. Osmanlı döneminde Diyarbakır’da 1908 de kurulan "Osmanlı Kürt İttihad ve Terakki Cemiyetidir. Bu cemiyet 1889 da gizli olarak kurulan "ittihat ve teraki cemiyetlinden ayrılan Kürt aydınları tarafından kurulmuş ve kapatılmıştır. Keza 1908 de "Kürd Teavün ve Terakki Cemiyeti ” kurulur ve başkanlığına da Şurayı devlet(Danıştay) başkanı olan Seyd Abdulkadır getirilir.1910 da “Kürt neşr-i maarif cemiyeti”, 1912’de "Hevi Kürd Talebe Cemiyeti” kurulur. Aynı yıl Melle Hıdır tarafından "Kürdistan Muhibban Cemiyeti” kurulur ve başkanlığına da Nuri Dersimi getirilir. Aralık 1918 de "Kürdistan Teali Cemiyeti" kurulur. Bu cemiyete çok sayıda Kürt aydınları üye olurlar. Seyid Abdulkadir, Hüseyin Şükrü Dr.Şükrü Sekban gibi çok aydın kişi katılır."Jin Dergisi"de yayın organıydı. Çok sayıda üyeleri vardı ve Bedizaman Saidi kürdi de bunlardan biridir. İstanbul’da 15 bin Bitlis’te 34 bin üyesi bulunmaktaydı. Daha sonra bu guruptan; Emin Ali Bedirhan, Şükrü sekban, fuad baban,Abdullah Cevdet Bitlisli Kemal Fevzi,Ekrem Cemilpaşa,Memduh Selim gibi Kürt aydınları ilk olarak Kürt adını taşıyan bir parti "Kürt Millet Fırkası " (Ulusal Kürt Partisi) adıyla parti kurdular.Mayıs 1919’da Kürt Mustafa paşanın Kızı Dr. Encum Yamulki’nin Başkanlığında "Kürt Teali Nisvan Cemiyeti ( Kürt Kadınları Yükseliş Örgütü" kurulur. Bu coğrafyada ilk olarak kadınların hakkını savunan bir örgüt Kürt kadınları tarafından kurulmuştur.