Ortadoğu’da hava bir anda değişiyor, aynı anda atmosfere ‘kan kokusu’ yayılıyor. İç açıcı bir başlangıç olmadı, ancak dönemsel olarak durum böyle. Şimdi, içinden geçtiğimiz zaman dilimi de böyle bir atmosfere hitap ediyor. Anladığımız kadarıyla bölgede ortalık bir kez daha karışacak, çarşı-Pazar kanlanacak. Güçlüler kazanacak, güçsüzler kaybedecek.
İlk olmamakla birlikte son günlerdeki işaretler, bir hareketlilik için düğmeye basıldığının sinyalini veriyor zaten.
Irak Başbakanının evi insansız, silahlı İHA saldırısına uğruyor. Suriye Demokratik Güçlerinin komutanı görevinden alınıyor, yerine İran’a yakınlığıyla bilinen biri getiriliyor. (Biz bilmiyoruz, uzmanları öyle anlatıyor.) Bu arada muhalif güçler Suriye’de rejim ile sıkı görüşmelere başlıyor. Bu gelişmelerin içinde PKK’ de var.
Türkiye, Suriye’nin Kuzeyine operasyon düşünüyor. Rusya ve ABD’nin düşünülen operasyonla ilgili olumlu ya da olumsuz onayı konusunda yansıyan bir şey yok. Ancak, Irak ve Suriye’de tedirginlik had safhada.
Ne oluyor?
Ya da ne olacak?
Taşlar tamamen yerinden mi oynayacak?
Yoksa oynayan taşlar yeniden onarılacak mı?
Oyun kurucu kim, oyunu bozan kim?
Hem Irak’ta hem de Suriye’deki gelişmelerin görünen kısmında çok görünmeseler de İran’ın Siluetinin olduğunu biliyoruz.
*
Taşlar kimin, kimlerin lehine yerli yerine oturtulacak konusu ise tartışmalı. Suriye’de başından beri böyle oldu.
Kürtler, rejimle uzlaşacak mı?
Kürtler uzlaşırsa ki, durum bunu gösteriyor, Türkiye’nin takınacağı tavır nasıl olur?
En önemlisi de; Suriye’deki durumun, gelişmelerin Türkiye’deki iç siyaset arenasında yankısının nasıl olacağıdır.
Kamuoyu gelişmeleri nasıl algılayıp, yorumlayacak?
İktidar, Suriye’deki gelişmeleri iç siyasette nasıl ne şekilde kullanacak?
Bu gelişmelerin, geçmiş yıllarda olduğu gibi seçim malzemesi olarak kullanılmasının bir karşılığı olacak mı?
Yine soru işaretli bir döneme girmiş bulunmaktayız.
Çok bilinmeyenli Suriye denklemi kazandırabileceği gibi kaybettirebilir de!
Herkes için geçerli.
Devletler için de, PKK içinde, küçük radikal İslami gruplar için de geçerli bir durum var ortada.
Şimdilik tek kazançlı görünen kim derseniz;
Esad’ın başında olduğu rejim.
Esad ve rejimi zaten şimdiye kadar ayakta olduğu için kazanan taraf olarak masanın en başında oturuyor.