Hamas’ın İsrail’e, İsrail’in Filistin halkına ve topraklarına topyekûn başlattığı operasyon dünyanın ciddi gündemi. Sonuçlarla ilgili öngörülerde bulunmak çok zor olmakla birlikte, İsrail’in egemenlik alanının genişleyeceğini, topraklarına yeni topraklar katacağını tahmin etmek zor olmasa gerek.
Savaşın en acımasız haline tanıklık ediyoruz.
Savaş; Kadın, çocuk, yaşlı ayırt etmiyor.
Bir de Ortadoğu’da savaş söz konusu olduğunda acımazlığın son noktasına tanıklık ediyoruz.
Irak’ta, Suriye’de, İran’da yıllarca savaşın özellikle acımasız olan kısmına ciddi tanıklığımız oldu.
Filistin halkına yönelik acımasız İsrail saldırganlığının örneklerine Irak’ta da, Suriye’de tanıklık ettik.
Saddam’ın emriyle Halepçe’de kimyasal gaz kullanıldı. Çoluk-çocuk, yaşlı ayırt edilmedi. 5 binin üzerinde ölü, 7 bin kişinin de yaralandığı söylendi. Bu sadece bir saldırının sonuçlarıydı, seri katliamları, baskınlarda öldürülenlerin rakamları İran-Irak savaşının olduğu yıllarda konuşulmadı bile.
Dünya o gün de sessizdi, bugünde Filistin de olanlara karşı, duyarsız, sessiz.
Bunun dışında İran’da, Suriye’de de yıllardır katliamlar gerçekleşiyor, insanlar ölüyor, yerlerinden yurtlarından kovuluyor. Çocuklar ise bu savaşların en masum kurbanları olarak insanlık tarihinin kara defterinin sayfalarının arasına sıkıştırılıyor.
Ortadoğu’nun acımasız gerçeğine, dünya devletlerinin, İsrail’in şu anki duruşuna baktığımızda; gelecekle ilgili durumun iç açıcı olmadığını kavrayabiliyoruz. Çok sayıda ölümlerin yaşanacağı, çok sayıda kişinin yurdunu terk edeceğini çok net görüyoruz.
Hamas-İsrail arasında vuku bulan, belki de 3.dünya savaşına neden olabilecek bu çatışmaların sonuç tablosu neye hitap eder?
Bilemiyoruz.
Ancak, Ortadoğu’da yeni sınırların belirlenmesine, belki de yeni devletlerin temelinin atılmasına zemin olacaktır.
Olan bitenin çete savaşı olmadığı, kabadayı yarışı olmadığı da aşikâr olduğuna göre, tarafların yapılan hesaplamalar sonucunda bu noktaya getirildiğini tahmin etmek zor olmasa gerek.
Sonuçlarını da, Egemenlerin zaferi olarak yorumlamak sanırım yanlış bir değerlendirme olmaz.
Dünyanın jandarmaları, emperyalist güçler Ortadoğu’nun kapısında salyalarını akıtıp, ellerini ovuşturuyor. Ortadoğu batağında kimler batar, boğulur, kimler batmadan çizmelerini temizler çıkar, bekleyip göreceğiz.