Mümin Ağçakaya - Özel HABER
TİGRİS HABER - Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de yangınlarla mücadele ediyor. Ülkenin farklı bölgelerinde çıkan yangınlar binlerce dönümlük alanı küle çevirirken, bazı bölgelerdeki orman yangınları ile mücadele aralıksız sürüyor. Yangınlar nedeniyle birçok ilde yetkililer önlemleri artırdı. Bu illerden biri de Diyarbakır.
Kentteki orman yangınları ve alınan tedbirler hakkında Diyarbakır Orman İşletme Müdürü Metin Eratilla ile konuştuk.
Diyarbakır’da 8 ayda 33 yangın
325 bin hektarlık ormanlık alanı işlettiklerini belirten Eratilla, “Özellikle son zamanlarda orman yangınlarında büyük artışlar yaşanmaktadır. Tabi aynı şekilde ilimizde de orman yangınları görmekteyiz. 2021 yılı başından günümüze kadar 33 adet orman yangını, 9 adet de ziraat yangını meydana gelmiş ve bu yangınlarda 44 hektarlık ormanlık alan tahrip olmuştur. Biz Orman İşletme Müdürlüğü olarak hem orman yangınlarına hem de ziraat alanlarındaki yangınlara müdahale etmekteyiz. Bu yangınlarda Büyük Şehir Belediyesi itfaiyesiyle de ortaklaşarak söndürme çalışmalarına birlikte hareket ediyoruz” dedi.
Bizde daha çok örtü yangınları çıkıyor
Diyarbakır’da çıkan yangınların daha çok örtü yangını olduğunu belirten Eratilla, “Üst tepe yangını bizde nadiren olmakta. Bundan dolayı da ağaçlarımız çok fazla zarar görmüyor. Yangınlara müdahale için 25 işçi, 25 muhafaza memuru ve 15 kişilik teknik elemanlarımızla müdahale ediyoruz. Ekipman olarak da 2 adet arazöz, 8 adet ilk müdahale aracımız bulunmaktadır. Ekiplerimizden biri merkezde birini de Hani’de konuşlandırdık” ifadelerini kullandı. Yangınlara karşı tedbir ve müdahale için her yıl ortalama 20 kilometre yangın emniyet yolları yapıyoruz. Özellikle genç ağaçlandırma sahalarına kolay müdahale edebilmek ve ağaçlandırma sahalarına araçların rahat ulaşabilmeleri için yangın emniyet yolları yapıyoruz. Yangınlara karşı tedbir ve müdahale için yaptığımız bu yollar ortalama her yıl 20 kilometreyi buluyor” şeklinde konuştu.
Piknikçilerin ihmalleri
Orman yangınlarına neden olan etmenler hakkında da bilgi veren Eratilla, “Küresel ısınmanın etkisiyle dünyanın birçok yerinde orman yangınlarının çıktığını düşünüyoruz. Hatta bunların bir kısmı hala da devam ediyor. Ayrıca insan kaynaklı olarak da bazı yangınlar çıkartılıyor. Ormanlık alanlar insanlar tarafından kirletilmekte. Piknikçilerin ihmalleri, piknikçilerin geride bıraktığı çöplerinin içinde bulunan cam ve şişeler yangınlara neden olmakta” ifadelerini kullandı.
Ağustos sonuna kadar yangın riski devam ediyor
Sıcak ve kurak bir bölgede olduklarını belirten Eratilla, “Şu an ziraat alanları da ormanlık alanları da büyük risk altındadır. İnsanların yangın çıkartabilecek bütün etkinliklerden uzak durması gerekmekte. İnsanların hafta sonları pikniklerde, köylülerin ihtiyaçları için yakacakları ateşleri kontrol etmeleri gerekiyor. Özellikle bu Ağustos ayı sonuna kadar insanların çok dikkatli olmaları lazım. Yangını tetikleyecek atıkların çevreye rastgele atılmaması gerekiyor. Camlar ve şişe kırıkları özellikle yazın güneşte mercek etkisi görüyor. Bu nedenle yangını tetikleyecek ne varsa bunların kapalı yerlere ya da çöp toplama alanlarına atılması lazım. Hepimizin geleceği için çevreyi korumamız ve temiz tutmamız gerekiyor” diye konuştu.
Vatandaşı bilgilendiriyoruz
Yangın mevsimi öncesi kritik köylerde bilgilendirme toplantıları yaptıklarını belirten Eratilla, “Vatandaşlara bahçe atıklarının nasıl yakılması gerektiği konusunda bilgilendiriyoruz. Yine yangını ilk gördüklerinde neler yapması gerektiğini anlatıyoruz. 112’ye haber vermeleri ve kendilerinin ilk nasıl müdahale etmeleri gerektiği konusunda bilgilendirmeler yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Anız yakma büyük sorun
Bölgedeki anız yangınlarına ilişkin de bilgi veren Eratilla, “Anız yangıları yıllardan beri kötü bir alışkanlığımız olarak devam ediyor. Cüzi bir fayda sağlayacağız diye büyük zararlar meydana getiriyoruz. Bununla ilgili Tarım İl Md. ve kurum olarak bizde halkı bilgilendiriyoruz. Bununla ilgili çeşitli yaptırımlar da vardı. Fakat yöremizde anız yangınları büyük bir sorun. Özellikle bizi ilgilendiren kısım ormanla sınır olan alanlarda yapılan yangınların ormana, vatandaşların meyve bahçelerine sıçraması söz konusu. Çiftçimiz artık şunu bilecek; anız yakmak kendisine çok cüzi bir faydası olurken toprak yapısına, ekolojiye, canlı yaşama ciddi zararları var. Bu yangın daha sonra büyüyerek kendisine ve hepimize dönüş yapmaktadır. Bu konuda bir bilincin oluşması gerekiyor. Toprağı çölleştirmekten başka bir işe yaramıyor. Dolayısıyla köylümüz anız yakmaktan vaz geçmesi ve anız yakmanın artık bizim kültürümüzden çıkması gerekiyor” dedi.
Ağaçlandırma çalışmalarımız devam ediyor
Mersin’de yaşanan orman yangınının ardından bir ekip görevlendirdiklerini belirten Eratilla, Diyarbakır’daki ağaçlandırma çalışmalarının ise devam ettiğini söyledi. Eratilla, “Yaklaşık 850 hektarlık alanda ağaçlandırma yapmayı planlıyoruz. Bununla ilgili çalışma programımızı hazırladık. İhalelerimizi yaptık. Sonbaharda ağaçlandırma çalışmalarımıza başlayacağız” bilgisini verdi.
Menengiç ağaçlarına fıstık aşısı yapıyoruz
Ormanlık alanlarda rehabilite çalışmaları yapıtlarını belirten Eratilla, “Ormanlarımızın bir kısmı bozuk vasıflı. Bu rehabilite çalışmalarımızda Menengiç ağaçlarını fıstık olarak aşılıyoruz. Bu çalışmalarımızla aynı zamanda orman köylüsünün gelirini arttırmayı hedefliyoruz. Bugüne kadar 3 milyonun üzerinde aşılama yaptık. Bu seneki hedefimiz de 1 milyon adet aşı yapmak. Aşıladığımız fıstıkları orman köylüsüne teslim ediyoruz. Aşılamayı yaptıktan sonra ilk iki yıllık bakımını biz yapıyoruz. Daha sonra bu ağaçları köylüye teslim ediyoruz. Ürün elde ettikten sonra cüzi bir tarife bedeli var köylü bu bedeli yatırıyor. Bunun dışında elde ettiği gelir kendisine kalıyor. Mesela yeşil fıstığın piyasada kilosu 50 liraysa bize kilo başına 20 kuruş gibi cüzi bir bedel yatırıyor. Yaptığımız hesaplamalara göre aşılamalar sonucu ürün vermeye başladıktan sonra her yıl orman köylüsü 100-150 bin lira gelir elde edebilecek. Bu durum her yıl böyle devam edecek” şeklinde konuştu.
Diyarbakır Türkiye ortalamasının altında
Son 30 yıldır ormanlık alanların arttığını kaydeden Eratilla, “Her yıl ortalama 1500-2000 hektar alanda hem erozyon, hem rehabilitasyon ve hem de ağaçlandırma çalışmaları yapıyoruz. Bu çalışmalardan dolayı da her yıl ağaçlandırma alanlarımız artıyor. İlimizin toprak alanı 1,5 milyon hektar, bu alan içindeki ormanlık alanımız ise 325 bin hektardır. Türkiye ortalaması %30 Diyarbakır’da ise bu oran%24’dür. Diyarbakır olarak Türkiye ortalamasının % 5-6 altındayız. Bir de bizim ormanlarımızın %80’i boşluklu kapalı dediğimiz yani verimli olmayan diye değerlendirdiğimiz ormanlık alanlardan oluşuyor. Yani dejenere olmuş ormanlar. Sık değil, boşluklu, seyrek biz buna bozuk orman diyoruz. Bizde verimli dediğimiz kapalı orman alanı ancak %20 civarında, bu oran ise çok düşük. Güneydoğunun en büyük problemi erozyondur. Erozyonun en etkili yöntemi de ağaçlandırmadır. 30 yıl önce 45 milyon metre küp ton toprak taşınırken bu şimdi 15 milyona düştü. Bu ağaçlandırmalara sonucu erozyonda azalmalar var. Toprak değerlidir, bunun korunması için de en iyi yolu ağaçlandırmaktır. Ormanlaşmanın iklim üzerine etkisi bilinmektedir. Ormanlık alan düşük olduğundan dolayı da yağış, ısı ve erozyon olarak sonuçları ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Ormansızlaşmanın sonucu
Diyarbakır’daki yağış oranının çok düşük olduğunu belirten Eratilla, “Olması gereken yağışın %60’ı yağmdı. Küresel ısınma ve ormanlaşmanın yeterli olmamasından kaynaklı yağmur yağmıyor. Tabi küresel ısınma ve mevsimsel yağışlar birbirine bağlı. Burası kurak geçerken Karadeniz’i sel götürüyor. Bunların hepsi doğal dengelerin bozulması ve ormansızlaşmanın sonucudur” dedi.
Alışkanlıklarımızı terk etmeliyiz
Küresel ısınmaya dikkat çeken Eratilla, “Eski alışkanlıklarımızı terk edeceğiz. Ormanla içi içe yaşayan köylerimiz var. İnsanlarımız sanki küresel ısınma yokmuş gibi hala bahçesinde suyu ısıtıyor, ormanın içinde piknik yapıyor. Yangına müdahalede zamanı ne kadar kısaltırsan o kadar başarılı olursun. Teşkilat olarak bizim amacımız da bu. İhbarla varış süresini kısaltmak. Çünkü tüm yangınlar ilk çıktığında küçük bir kıvılcımdır. Zaman uzadıkça kontrol dışına çıkar. Biz de imkânlarımız ölçüsünde konuşlandırdığımız ekiplerimizle müdahale ve mücadele ediyoruz” ifadelerini kullandı.