İnsan çok ilginç bir varlıktır. Aklı ve iradesi sayesinde dağları ve taşları deldiği, yıldızları gezdiği ve denizlere hâkim olduğu halde mikrop ve virüse(kovid-19) mağlup olup onların zararlarından kendisini koruyamaz.
Kâinatın sadece bize ait olduğunu düşünüyoruz. İnsanoğlu öyle düşünebilir. Ama öyle değil. Unuttuğumuz bir şey var;
Onlar varken biz yoktuk. Onların yaşaması için insanlara ihtiyacı yok fakat bizim yaşamamız için onlara ihtiyacımız var.
Kimden mi bahsediyorum?
İyi bir hayat yaşayalım diye ısıttığımız dünya yüzünden yaşam alanları yok olan kutup ayılarından bahsediyorum.
Kürkü için katlettiğimiz filler, ceylanlar, timsahlardan bahsediyorum. Egolarımızı tatmin etmek için avladığımız kuşlardan bahsediyorum. Aslında eksik olan yönümüz yani vicdanımızdan bahsediyorum.
Dünya akıl yolunda hızlı koştu güzel ilerlemeler gösterdi. Fakat vicdan konusunda kümede kaldı ve büyük kayıp yaşadı.
Bu evren sadece bize ait değil. Bize ait olan tek şey egolarımız ve değişken duygularımız.
İnsan akıl ve vicdanın bir sentezidir. Sadece akıl bizi robot yapar makineye dönüştürür. Sadece vicdan da bizleri yanıltır. Saftirik yapar. Bu hikâyenin mutlu sonla bitmesi ve yaşanabilir bir dünya için;
İnsan, hem kendisini hem de bütün bir varlık âlemini aklın ışığında düşünüp doğruların hissedilmesini sağlayan “Vicdan” nazarı ile evrene bakmalıdır.
Vicdan, benlik duyusundan bağımsız; hem ahlaki değerlerin hem de doğruluğun ta kendisidir. İnsan yanılsa bile vicdan yanılmaz.
(Kaynak:15 Aralık 2020 Salı. Ben, ben, ben Evrende sadece ben… Burhan Çakır)
Geçmişte bir yazımdan alıntı yaptım.
Amacım “ 4 Ekim Dünya Hayvan Hakları Koruma Günü”ne dikkat çekmek.
Peki, Hayvanları Koruma Günü Nedir?
1931 yılında Floransa’da toplanan hayvan hakları savunucuları dünya üzerinde yok olma tehdidi altında bulunan hayvan türlerine dikkat çekmek üzere 4 Ekim tarihini Hayvanları Koruma Günü ilan etti.
Bu günün amacı; evrende insanlardan başka canlılar olduğunu anlamak, onların yaşam alanlarına müdahale etmemek ve yaşama hakkına saygı duymaktır.
Üzülerek söylüyorum ki günümüz de hayvanlara eziyetler sürüyor.
Bulgaristan'da köpekler ipe asılıyor, Japonya'da balina, yunus ve foklar vahşice avlanıyor, İspanya'da boğalar boynuzları yakılarak halk arasına salınıyor, Çin'de minik hayvanlar anahtarlıklar içerisine hapsediliyor, Güney Amerika'da boğalar güreştiriliyor ve Filipinler'de tavuklar dövülerek öldürülüyor.
Hayvan haklarının korunmasında bazı ülkelerin karnelerini bu şekilde özetledik.
Evet, bu evren sadece bize ait değil. Yaşanılır bir dünya için; Yeryüzünün süsleri olan kuşlara, insanların can dostları olan köpeklere, dünyayı dengede tutan arıları ve bütün canlı varlıklara iyi bakmak, yaşama haklarına sahip çıkmak hepimizin ortak gayesi olmalı.
Bilimle ve esenlikle kalın.