Tanımlama ve isimlendirme gibi işaretler olmadığında, psikolojik bölünmeler, yaralanmalar, sıkıntı ve korkular, yapay zevk ve acılar olmayacaktır.
Tüm bunlar, düşünce mekaniğinin dar sınırları içinde ortaya çıkar.
Olduğu Gibi Görmek
Sosyal yaşam, ilişki, paylaşım ve enerji akışını, olduğu gibi görerek ve fark ederek izlemek, güzelliği oluşturur.
Ama gördüklerimizi (güzel ve çirkin) tanımlamaya kalktığımda, bölünmeler ve şizofren çılgınlıklar doğmaya başlar.
Birinden bir diğerine geçişte, yaşamın sıçramalı olan ilişki halinde tanımlamalar olunca (kötü veya iyi gibi), bu durum tüm yaşamımıza etki eder; sorunlu, ağır, problemli bir hayat ve paylaşım oluşur.
Tanımlamaların İnsan Hayatındaki Rolü
Tanımlama, geçmişe özlem, geleceğe yatırımdır.
İnsan bununla, yapay bir güvenlik ve suni bir huzur oluşturmak ister.
Bu nedenle tanımlamalara girişir.
Aslında buna ihtiyaç yoktur.
Yaşam ne olursa olsun iyi-kötü, güzel--çirkin demeden olduğu gibidir.
Buna bir şey katmadan görmek özgür yaşamı, özgür ilişkiyi ve özgür insanı oluşturur.
Oluşmak ve özgürleşmek budur.
Özgür akış, fark eden bir gözlem ve gördüğü ile ilişkiye geçen bir paylaşımla gelişir.