Kimse ölümsüz değil; ama ölümsüz güzellikte yaşayan insanlar vardır. Anlatmakla yaşamak aynı olmaz! Sanattan, bilimden, felsefeden, aşktan ve şiirden nasibini alamamış yaratıklar; kirletiyorlar dünyayı. Egemenlerin en çok sevdiği insan türüdür böylesi embesil hortlaklar! Kullanışlıdırlar çünkü.
İnsanlığı çürüten, yok eden ve bütün insani güzelliklerin düşmanı tekellerin günümüzdeki egemenliği sürdükçe, ağız tadıyla yaşamak; söz konusu olmayacak! Sadece insanların değil, hiçbir canlı türünün geleceği güven altında olmayacak!
Silah tekelleri, petrol tekelleri, ilaç tekelleri, uyuşturucu baronları ve karanlık güçler bu dünyada cirit attıkça hayat; hep kanamalı olacak! Gülüşler yerini acı çığlıklara bırakacak! Dünyadaki bu insanlık dışı adaletsizlik sürecek!
Karanlık güçler dayanışma halinde gezegenimize ölüm kusuyor! Ve biz kurbanlar; gökteki yıldızlar kadar çok ve birbirimizden ayrı, kahrolmayı sürdürüyoruz!
Güzelliklere ulaşmak için ille de çirkinliklere bulaşmak gerekmiyor; mutluluğu yakalamak için de ille acıları yaşamak gerekmediği gibi. Üstelik coğrafyamızda acıların mahşeri yaşanmış ve halen de yaşanıyor!
Dünyada, coğrafyamızdaki acılı halklar kadar huzura, barışa, özgürlüğe, eşitliğe daha çok susamış ve bu doğal ve olması gereken güzellikleri daha çok hak etmiş toplulukların olmadığı da biliniyor! Evet, işe kapımızın önünü süpürmekle başlamalıyız! Bunun için de tecavüz ve cinayetlere, katliamlar ve kıyımlara karşı çıkmayı öğreneceğiz! Bütün ölümlere ve öldürümlere lanet olsun diyeceğiz. Eceliyle ölmenin erdem olduğu bir yaşam için yeniden demeyi bileceğiz! Zorbalığa, adaletsizliğe, haksızlıklara dur diyeceğiz! Sonra bütün dünya için: “Gerçekçi olacağız, imkânsızı isteyeceğiz!” Evet ve mutlaka!
Umut, inanç ve coşkuyla:
IŞILTILAR İÇİNDE
Bizim dansımız başlar
Her şey susar
Kıvrak bir ezgi kaplar havayı
Bir özlem infilağı
Sevinç ışıması
Gözü pek kahkahalar tutar dünyayı
Saat mutluluğa gelir
Dansımız başlar
Birikimini âşkın, toparlar doğa
Bütünler güzelliğimizi
Eşlik eder kabarcık gülüşleriyle
Nisan yağmurları
Felç iner hırsından üremesine karamsarlığın!
Gökkuşağı çalar çok renkliliğiyle
Yüzümüz ışıltılar içinde
Sözcükler ağaçlara tırmanır
Çiçek olur
Kuşların yeşil sofralarında şölen
Erişir dehâ ırmağımız deli sulara
Yüreklerimiz, sallanan bir mendil elimizde
Duyarlılık konfetileri serpilir dünyaya
Bizim dansımız başlar
Evren uğuldar
Gökyüzü âşka gelir
Kesilmez bir şarkılar duşu altında
Gelin olur çiçeği burnunda dünya
Duvağını ilk şairler kaldırır
Şairler öper
Başlar şiirler alkışlamaya
Âşkımızın dansı sürer
Yiter yıldız uzaklığı
Işık yılları silinir
Sonsuzluğun dudakları belirir ufkumuzda
( Amed’in Kelebeği j&j Yayınları Eylül 2018 )
Sevgiler ve saygılarımla…
Aydın ALP Nisan 2019 Diyarbakır